Tahsilat!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 11 Mayıs 2018, 22:03:36
O yüzden Fenerbahçe'nin bu tarihi şartlarını oluşturan Akhisar'ın başarısını özne yapalım. Ve ellerimiz çatlayıncaya kadar alkışlayalım.
Hayatta her şeyi saldırı sonucu kaybetmezsiniz.
Kaybetmeye meyilli duruşunuz vardır ya, en çok o çeker fırtınaları.
İşte o zaman neleri kaybettiğinizi bile fark etmezsiniz!
Çünkü kaybedilen sadece kupa değildir, yarınlardır!
Bir inat uğruna, kompleksler uğruna. Kendilerini kurtarmak adına Fenerbahçe'nin geleceğini çalanların korkaklığı ve bencilliği uğruna.
Fenerbahçe taraftarı boşuna yol ayrımına girmedi. Bursaspor maçından sonra takımı yuhalamasının sırrını onlar hepimizden önce keşfettiler.
Bir takımın taraftarla bütünlüğünü kaybetmesinin sırlarını araştırmak, kupayı kaybetmekten çok daha anlamlıdır.
Bildiğini okumaya devam edenlerin görevine nasıl devam edeceğini taraftar da merak ediyor, bizler de.
Gerçekleri anlamakta zorluk çekenlerin taraftara çektireceği çilelerin arkası yarınsa.
O taraftarın tepkisinin de önü açık olacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın.
Bir kupa finalini Fenerbahçe taraftarına işkenceye dönüştürmenin mutlak bir bedeli olacaktır çünkü!
Şimdi tahsilat zamanı.
İşin en büyük ayıbı; Fenerbahçe takımının 88'nci dakikada Akhisarlı oyuncu sakatlandıktan sonra topu oyuna centilmence sokmayı reddeden küçüklüğün içine girmesidir.
Fenerbahçe formasının asaletini fark edemeyenleri çoktan terk etti hayat.
Görünen bir şey varsa birileri Fenerbahçe için gereksiz.
Meseleye Mehmet Topal, Alper Potuk ve saz arkadaşlarından başlamak gerektiğini hatırlatsak faydası olur mu? "Yeter artık biraz da güneşin doğuşunu anlatın.
Gecelerin zehir olmasını yeteri kadar gösterdiniz" desek duyulur mu?
Üstlerine giydikleri formanın adı Fenerbahçe'yse.
Böyle kaybetmek dokunuyor insana.
Ama bunlardan ne umar ki insan.
Kendileri hoşnutsa bu hayattan!
Fenerbahçe Kulübü'nü mal varlığı gibi görenler, Akhisar'ı üç maçta çözemeyip, yenilgilere sepet örenler şimdi öne çıksınlar.
Taraftarın gönlünde hiçbirinin kredisi kalmadı.
Küçük bir öykü...
Çöle düşen adam cep telefonuyla taraftarlardan birinden yardım ister.
"Bu çölü aşana kadar yanımda yürü." Bir süre yürüdükten sonra ardına dönüp baktığında iki çift ayak izi görür ve rahatlar. Çölün sonuna doğru gelirken ayak izleri teke inmiştir ve adamın yüzü düşer.
Çölü aşan adam tekrar taraftara telefon açıp, "Hani beni yalnız bırakmayacaktın, yarı yolda terk ettin" diye sitem eder.
Telefonun öbür ucundaki taraftarın cevabı her şeyi açıklamaya yeter.
"Kendini bilseydin gerçekleri görebilirdin. O ayak izleri bana ait.
Çünkü en zor zamanlarında seni ben sırtımda taşıdım"
Başka sözüm yoktur!