Canı yananların yanında olmak
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 07 Kasım 2016, 23:14:21
Film içinde film çevirirken!
Bilirsiniz ki korku filmlerinin sonunda genelde hizmetçiler katil çıkar.
O hizmetçilerin kimi hakem kılığındadır.
Kimi de ligi dizayn eden futbol ağaları!
**
Haksızlık anadan üryan artık!
Geçen sezon Galatasaray karşısında hakem tarafından katledilen Trabzonspor hafta sonunda Beşiktaş karşısında yeni bir katliam filmine kurban edildi.
Başoyuncu Mete Kalkavan'dı. Trabzon'un penaltısını verilmedi, acımasız bir tekmeyle rakibinin bileğini delik deşik eden Quaresma sahada tutuldu, şımarık Oğuzhan'ın kasti dirsekleri görmezlikten gelindi.
Mete Kalkavan gibilerinin hakemliğine şerh düşülmüyorsa, hakemliğin yerlerde sürünmesinde sakınca yok mu?
***
Merak ediyorum, Trabzonspor'un rayına girme projeleri neden hep bu mevsimlerde yerle bir edilir?
Taraftarı kışkırtmak için mi?
Trabzonspor camiası " Mutlaka bunların hesabını soracağız" falan der ama yanan yandığıyla kalır. Emekler heba edilirken cellatlar oyun havalarını sürdürür.
"Çek bi Trabzon katliamı daha!" Merkez Hakem Kurulu'na soralım.
Hakemlik hangi değerlerle kontrat yapıyor? Onlar adaletin uşağı değilse kimin uşağı?
***
Gelelim Beşiktaş Yönetimi'ne.
Hakkı olmayanı alırken ses çıkarmayanların, hak arayanlara karşı gösterdiği tepkiler yakışıklı değildir.
Gördüklerini çalmayanla, çalması gerekeni görmeyen hakemin arkasında duranlar, gazeteciliğe yasak koyarak nereye kadar gidebilir?"İstediklerimizi yazacaksınız" sokağına mı?
Nedir bu ilkellik? Kulüp başkanı olmak, medyayı tekeline almak mıdır? Yoksa Fotomaç'ın üzerine taraftarı salmak mı?
Canı yananların sözcüsü olmak, haram pozisyonlara gözcülük yapmaktan bin kere değerlidir!
Takımın adı kim olursa olsun!
***
Gelelim milli takımın içler acısı havasına! Karizmalar yerle bir oldu da.
Arasına şeref konulu suçlamalar karışan o dillere destan kavgalar ne oldu?
Bitirimlere af, aile fertlerine sövülen Volkan Demirel kenarda. Volkan'ın lobisi yok da, insanlığın da lüzumu yok mu yani?
Merak etmeyin, şahları koruyan piyonlar ülkesinde, haksızlığın kalesinde mat olmak da var! Çünkü haksızlık yolundan yara almadan geçilmez!
Milli duygularda Türkiye aşkı uçaklara ve televizyon ekranlarına sığmaz da, neden çek koçanına sığar?
Bu hesabın üzerini örtünüz! Oryantal düşlere bizim ülkemizde paha biçilmez!
***
Bu ülke hiçbir zaman hak edeni alkışlamayı beceremedi. Çünkü güçlülerin kendi lobisi ve medyatik çetesi var.
Lider Başakşehir'e bakıyorum. Futbol yönetimindeki en önemli adamı Abdullah Avcı'nın bilgisiyle birikiminin oluşturduğu takım ruhuna.
Sadelik en görkemli duruştur.
Bazen sırtında mumla dolaşan kaplumbağalar, sihirli lambalardan daha çok aydınlatır geceleri. Asıl sihir budur.
Yabancı teknik adamlara milyonlarca dolar ödeyenler utansın!
Ve elden çıkardıkları futbolcuların değerini Başakşehir'de ortaya döken bu özel adama bir teşekkür mektubu yollasınlar. "Ahmaklığımızı ispatlayan ustalığınıza mahsuben..." diye.
***
Bir gerçek var ki, Başakşehir herkes için tehlikeli bir takım haline gelmiştir artık.
Saklamaktan utanmadıkları bir imha planını devreye sokacak olanları şimdiden ihbar ediyorum. Çünkü hikayenin sonunda genelde hizmetçiler katil çıkar.
Ve o katiller de şerefsizliğin gözünün içine bakar! "Bir emrin var mı?" diye!