Hem filozof hem hamal
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 11 Mart 2016, 00:31:29
Maç dengedeyken, terazinin kefeleri eşit gösterirken, dengeyi ne değiştirebilir?
Bir futbol filozofu.
O filozofun adı Mehmet Topal.
Başkaldırıyı ayaklandıran adam.
Attığı muhteşem gol, dün geceden gelecek zamana gönderilmiş bir kartpostal gibiydi.
Harika bir yaratıcılığın eseri.
Ve gecenin oksijen hamallığının karşılığı olarak.
***
Fenerbahçe'nin bu statta ustalaşmış halini Braga karşısında da görmeyi beklerken.
Dün gece hayallerimizin ötesinde bir Fenerbahçe gördük.
Buna karşılık teknik kapasitesi yüksek, dayanıklı, çabuk ve üretken bir Braga bulduk karşımızda.
Ve gördük ki.
Eğer açmasını bilmiyorsan, kapılar duvar olur.
Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe adına aksak bir ritm.
Kanatlar yetersiz ve aksiyon sahnelerinin çoğu Fenerbahçe kalesi önündeydi.
Koca ilk yarıda Fenerbahçe'nin tek net pozisyonu 38'nci dakikada.
***
Her ne kadar Braga'nın çabuk ve dayanıklı oyun biçimine ve gücüne saygı duysam da.
Ben yine de Fenerbahçe'nin gücünü bildiğim içindir ki, "Bu takım gecenin içinde bir şeyler saklıyor" dedim.
İkinci perdede!
Çünkü güvenlik önlemlerinin, kazanma duygusunun önüne geçmesine en azından bireysel olarak tepki gösterecek birilerinin varlığına inandığım için.
***
İkinci yarıda Volkan Şen'in Braga'nın kimyasını bozan bindirmelerinin ardından, kazanma duygusu bilenmiş bir Fenerbahçe çıktı sahneye.
Kale önü sahneleri değişti ama Volkan' Demirel'in kurtardığı çok özel pozisyonu da unutmayalım.
Fenerbahçe'nin sihri de kendine özel zaten.
Bu takımda ritmin bozulduğunu zannederken ortaya garip bir direniş ruhu çıkar.
Ve kişisel yetenekler ne rakip tanır, ne talihsizlik.
Futbolun asli kuralı.
Mücadeleyi bırakmıyorsanız futbol size yanlış yapmaz.
Ve maça nasıl başladığınız değil, nasıl bitirdiğiniz önemlidir.
***
Elinizde Mehmet Topal gibi gerektiğinde oksijen hamalı.
Gerektiğinde futbol filozofu varsa.
Yoncalar dört yapraklıdır.
Hele böyle uzun ince bir yolculukta.
Bir futbol filozofu.
O filozofun adı Mehmet Topal.
Başkaldırıyı ayaklandıran adam.
Attığı muhteşem gol, dün geceden gelecek zamana gönderilmiş bir kartpostal gibiydi.
Harika bir yaratıcılığın eseri.
Ve gecenin oksijen hamallığının karşılığı olarak.
***
Fenerbahçe'nin bu statta ustalaşmış halini Braga karşısında da görmeyi beklerken.
Dün gece hayallerimizin ötesinde bir Fenerbahçe gördük.
Buna karşılık teknik kapasitesi yüksek, dayanıklı, çabuk ve üretken bir Braga bulduk karşımızda.
Ve gördük ki.
Eğer açmasını bilmiyorsan, kapılar duvar olur.
Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe adına aksak bir ritm.
Kanatlar yetersiz ve aksiyon sahnelerinin çoğu Fenerbahçe kalesi önündeydi.
Koca ilk yarıda Fenerbahçe'nin tek net pozisyonu 38'nci dakikada.
***
Her ne kadar Braga'nın çabuk ve dayanıklı oyun biçimine ve gücüne saygı duysam da.
Ben yine de Fenerbahçe'nin gücünü bildiğim içindir ki, "Bu takım gecenin içinde bir şeyler saklıyor" dedim.
İkinci perdede!
Çünkü güvenlik önlemlerinin, kazanma duygusunun önüne geçmesine en azından bireysel olarak tepki gösterecek birilerinin varlığına inandığım için.
***
İkinci yarıda Volkan Şen'in Braga'nın kimyasını bozan bindirmelerinin ardından, kazanma duygusu bilenmiş bir Fenerbahçe çıktı sahneye.
Kale önü sahneleri değişti ama Volkan' Demirel'in kurtardığı çok özel pozisyonu da unutmayalım.
Fenerbahçe'nin sihri de kendine özel zaten.
Bu takımda ritmin bozulduğunu zannederken ortaya garip bir direniş ruhu çıkar.
Ve kişisel yetenekler ne rakip tanır, ne talihsizlik.
Futbolun asli kuralı.
Mücadeleyi bırakmıyorsanız futbol size yanlış yapmaz.
Ve maça nasıl başladığınız değil, nasıl bitirdiğiniz önemlidir.
***
Elinizde Mehmet Topal gibi gerektiğinde oksijen hamalı.
Gerektiğinde futbol filozofu varsa.
Yoncalar dört yapraklıdır.
Hele böyle uzun ince bir yolculukta.