Şener’in gecesi

Dün gece bir kez daha gördük ki yşartlar ne olursa olsun Fenerbahçe galibiyete emanettir.
Ve bu takımda ortam icabı oluşturulan zorluklarda bile maçın gidişatını değiştirecek bireysel becerinin kimden çıkacağı belli olmaz.
Dün geceyi özel kılan adam Şener'di.
Haram penaltı uzmanlarının "tescilli emek hırsızı" olarak anıldığı ligimizde, Şener'in dün gece özellikle ikinci goldeki bindirme hızı ve verdiği emek ibret olsun.
O yüzden rakibin bile saygı duyduğu harika pozisyona şapka çıkardım.
"Namuslu adamların hali başka oluyor" notuyla!
***

Bir sahanın bakımı yapılırken, bir saha maçtan önce sulanırsa.

Teknik becerisi üst düzey takımlar için böyle zeminler, rakipten daha tehlikelidir.
Dün gece bozuk zemin, alışana kadar Fenerbahçe'yi içine çeken bir girdap gibiydi sanki.
Özellikle ilk yarıda orta alanda top çevirme zenginliği aksadı.
Volkan Şen ve Alper Potuk'un bilardo inceliği hesaba katıldığında, yaratılan pozisyonlar zemine mahsuben aperatifti.
Akhisar'ın dirençli yanını inkar etmedim.
Onlar Fenerbahçe kalesi önünde daha çok görünürken.
Fenerbahçe'nin gücünü bildiğim için.
"Çivi çiviyi söker" dedim.
Ama bazen de golü çivi gibi çakarsın.
Şener'in o muhteşem golüne de şapka çıkardım.
***
Mehmet Topal'ın verdiği mücadeleyi tırnak içine alıp, savunma sadakatinin klasik hale geldiğini işaret edip, Fenerbahçe'nin istediğini almak gibi bir gücü olduğunu da belirtelim.
Bunun adı "duygusal bağ!" O yüzden bazı geceler futbol oynanır.
Bazı geceler kayıpsız kazanmanın sanatı ortaya konur.
Böyle şartlarda kazanmak iyidir.
Puan kaybetmenin ne kadar zor olduğunu gösterir.
Dişli bir rakibin ve berbat bir zeminin karşısında bile!
***
Dişli bir rakibin ve berbat zeminin karşısında bile engelleri ortadan kaldırmanın sihri de buradan geliyor.
Dün gecenin bendeki tercümesi.
"Yolun sonu görünüyor!"