4 dakika!
Fenerbahçe deplasmanda kazanarak bu sezon bir ilki başardı ama bu takımın korkaklık ve deplasman fobisinin önü açık.
Çünkü Fenerbahçe'de futbol hala kırmızı bültenle aranıyor.
Bazen kötü futbolla bile kazanmanın koşullarını rakip takım belirliyor.
Hele o rakip, golü attıktan sonra, "oyundan nasıl düşülür" konulu filmin içine girmişse.
* * *
Fenerbahçe adına, yine rakibe cesaret veren klasik başlangıç.
Akhisar orta alanı halı sahada oynar gibi geçiyor.
Fenerbahçe orta alanı kahve içiyor sanki.
Çağdaş'ın omuzla kafasını karıştırıp attığı gole baktım da, "böyle bir golü yemek de sanat olmalı" dedim.
Ardından Akhisar'ın arka arkaya yediği gollere baktım.
Savunma cümbür cemaat felç! "Beterin beteri var" dedim.
* * *
İkinci yarıda da rakibine pozisyon veren, yine kendine kapanan tutuk bir Fenerbahçe.
Orta saha rakibin hizmetine sunulmuş yine. Savunma içler acısı. Ofansif güç yerle bir.
Akhisar adına kaçanlar, atılan gollerden daha gerçekçiydi.
Ama onlar da inanmadıkları bir davanın koşuşturması içindeydiler.
Vakti boşa harcamak gibi.
* * *
Fenerbahçe adına öne çıkan kimse yoktu.
Sow bir şeyler yapma çabasındaydı ama dişini göstermedi. Stoch, kendisini kazanmak isteyenlere bile saygı duymayacak kadar isteksizdi.
Kuyt usta bir saklambaç oyuncusu. Nerde eski Kuyt!
* * *
Fenerbahçe'nin futbol adına sakladıklarını görmeyi elbette isteriz ama… Gördüklerimizi saklamayalım.
Dün gece Fenerbahçe adına futbol oynanan dakikaları saydım.
Saymaz olaydım. "4 dakika."
Gollerin gelmesi de bu 4 dakika içinde oluştu zaten.
Peki, 4 dakikada 90 dakikada yapılması gerekeni yapmakla… 86 dakikada yapılmayanı sorgulamak arasında futbolsuz gerçekler durmuyor mu?
* * *
Bize düşen, "bu futbolla kazanmak sanattır" deyip, gecenin defterini kapatmaksa. "Fenerbahçe dün gece 3 puana yürüdü" diyelim.
Gelecek haftalarda futbola koşmasını dileyelim!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.