17 Eylül 2012 | Pazartesi

Cehen-net

Tekrar etmekten usanmadığı yanlışları, dün gece yine inatla sergileyen bir Fenerbahçe vardı sahada.
Görünürde mutlak galibiyete bilenmiş bir takım.
Ama öznesi futbol olmayan… Hala santrforsuz oynamayı maharet sayan.
Ve her zamanki gibi, rakibe rahat oynama imkanı veren...
Bu takıma bir mucize gerekiyordu ve o mucize de son dakikada Baroni'nin müthiş füzesiyle geldi.
Cehenemden cennete dönüş.

* * *

Maçın başında yenilen şok bir gol.
Fenerbahçeli futbolcuların ilk yarıda, 15 pas yaptığı ama karşılığında pozisyona bile giremediği anlar da var.
Rakip kale önünde telaşe ustalığı yaptığı anlar da.
Fenerbahçe'nin ezici üstün oyununa karşılık, Mersin'in sessizce süzülmeleri Fenerbahçe kadar tehlikeli.
İkinci yarı Fenerbahçe'nin boyalarının aktığı yarı.
Orta alan ve savunma içler acısı.
Baroni'nin golü, bir çok şeyin üzerini örtebilir ama gerçekler fena halde sırıtıyor.

* * *

Kuyt'un misafirken oynadığı futbolla, ev sahibi olduktan sonra oynadığı futbol arasında, tersine işleyen bir zaman var.
Şaşırtıcı bir düşüş.
Stoch koşuyor, koşuyor ama rakip kale önünde pozisyonları boşuyor.
Mehmet Topuz, ne yaparsa yapsın, kaliteli futbolcu resmi çizemiyor.
Gökhan Gönül, eski dirençli halini terk etti, bir türlü dönüş yapamıyor.
Sağ kanat, dün de yolgeçen hanıydı.
Meireles'e baktım, ortamı koklamakla meşguldü sanki. Futbolun değerini yükseltmenin bir anlamı olmayan ülkede.
Sadece sonuçlar yeterlidir.
Fenerbahçe kendinden hoşnut olabilir ama… Bilinmelidir ki, sağlam bir rakiple karşılaşmadılar bile.
O yüzden Marsilya maçı önemli bir sınav…

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor