Popülerlik
Futbolcuların ve yorumcuların birbirine benzediği bir dünya yaratıldı. Karanlık bir dünya!
Hayallerimizin ortak kaybıdır, futbolun değeri!
* * *
Oysa futbolumuzun ve gazeteciliğin bir zarafeti vardı.
O zamanlar, hakem ve futbolcu eskilerine "gazeteci" denmezdi.
Bilgi taraması yapılırdı yüreklerde, soytarılık aranmazdı.
Bir mesleğin katledilmesine, toplum izin vermezdi çünkü.
* * *
Şöhret olmak uğruna, pespaye hallere girişenler yüz bulamazdı sistemde.
Soysuz olmaktansa, toprak olmak yakışırdı en çaresiz insanlara bile.
O yüzden gazeteci dendiği zaman, ceketini iliklerdi insanlar.
* * *
Sadri Alışık vardı o zamanlar.
Güldürür ve düşündürürdü.
Mahallelerdeki insanlarda da, Sadri Alışık ruhunun yansımsı olurdu.
Karakteri vardı esprilerin, şimdiki karaktersiz soytarılığa inat!
Futbol, sadece güneşin altında oynanan bir oyun değildi çünkü.
Bir felsefeydi gerektiğinde.
* * *
Şimdi kafayı bulmuş düzenin, malı götüren kısmıdır futbolun bir köşesi.
Ortak lisanları iftira ve çamur olanların, köşeyi bulma gösterisi.
Onların yorumlarına mahkum bir futbol düzeni icat edildi.
Neredeyse kurumsallaştırıldı.
Kontenjan boşluğunu doldurmak için, onlardan daha edepsiz ve daha arsız olmak gerekiyor. İtibar da onların, yollar da.
O yüzden vaktini boşa harcıyor dürüstlük ve zarafet!
* * *
Toplum bozuldu diyorlar da, toplumu kim bozdu?
Televizyonlara kim yerleştirdi mayınları? Şike çeteleri dendi de, televizyonların içindeki sistemden etkili çete var mı?
Birbirini emziren şeytanlığın ağa babalarına "insanlık" demeyin, para deyin.
Onları cesaretlendiren ve pervasız konuşturan sistemin kaynağı para çünkü.
* * *
Kahvede konuştuklarını, ekran başında konuşanlar, "Beni satın almanız gerekir" diyor.
Fiyatını da açıklıyor! İşin en acı yanı.
Bu adamlar para ediyor.
Hem de çuvalla!
* * *
Bu şeref onlara ait!
O yüzden bu ülkede "popüler zibidi" olmak için her şey müsait!
* * *
Nerde o eski zarafet derseniz.
O tren bir daha bu topraklara uğramaz.
Bu televizyonlar varken!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.