Truva atları
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 26 Mart 2012, 23:19:27
Galatasaray-Trabzonspor maçının Truva atı Cüneyt Çakır'dı. Şenol Güneş'e maçtan sonra soruyorlar. "Hakemi nasıl buldunuz?"
Cevap can acıtıcı... "Allah aşkına yaramı deşmeyin!"
Oysa yarayı kaşımak ve kanatmak lazım!
Popülerlik sirkinde gerçek hakemliğin "sikke" kadar değeri yoksa bunlardan kurtulmak lazım.
Alanzinho'nun hareketi penaltı değil.
Kendisini iten futbolcuya kartını bile gösteremeyen, pozisyonları neredeyse dürbünle izleyecek hale gelen Cüneyt Çakır'a "Türkiye'nin en iyi hakemi" diyorlar.
En iyisi buysa, kötüsünü denize atın.
Balık bilmezse Halik bilir.
Bunlardan Türk futboluna gelen zararı!
Futbolumuz politikanın nezaretinde Play Off denen para tüneline sürüklenirken, bizler hala kafa yoruyoruz.
Futbol kalitesi, adamlık falan diye.
Alex'in varlığını bile tartışanlar arasında, "Böyle birinin varlığı, kaç kişinin çarpımıdır?" dedikten sonra aynaya bakıyoruz. "Bizim yazdıklarımız mı yalan?" diye.
Gönül hanemizden en afili cümleleri çıkarıp kağıda döksek de, Alex her zaman yenisine zorluyor bizi.
Bütün olasılıkların bittiği yerde başlayan adam.
Düşündüm de bir insan, kaç kez destan yazar?
Kaç kez filozof olur?
Ve kaç kez sebebi olur böyle sonuçların?
Beşiktaş yeni başkanını seçti.
Fikret Orman zarif biri.
Beşiktaş'a sevdalı yanıyla, dürüst ve çalışkan yanını birleştirdiği zaman, çok şeyler yapacağına inanıyorum.
Baba Abdülkadir Orman, oğluna sesleniyor. "Oğul bu borç nasıl ödenecek?"
Seçim sandığından çıkan bir ifade daha acı gerçeği haykırıyor. "Çocukluğumun Beşiktaş'ını bana geri verin!"
O Beşiktaş, çetelere teslim olan ruhundan arınmalı önce.
Yoksa Beşiktaş, bütün borçların altından kalkacak güce sahiptir.
Ticaret adına ahlaksızlıkların özgür bırakıldığı futbolumuza inat voleybola bakalım.
Fenerbahçe Universal Avrupa Şampiyonu oldu.
Sonuç mükemmel, mücadele muhteşem.
Ekran işi sevinçlerle, "Sarı melekler şampiyon" başlıklarıyla, onların başarısının karşılığını veremeyiz.
Böylesine önemli bir başarının lugatında başka sözcükler kullanmayı bile düşünmeyen sistemde, voleybolcu kadınlar bu harika başarıyı kendi içlerinde yaşasın.
Bu ruh borcunu ve bu başarının karşılığını ödeştirmek mümkün değil.
Hele foseptik çukurundaki futbola bu kadar değer verilen bir ülkede.