21 Eylül 2011 | Çarşamba

Fenerbahçe sevdası dünya sinemasında

Şükrü Saracoğlu'nda tüm zamanların en güzel tablolarından biri.
Bütün dünyanın ilgisini çekecek renk ve sevda gösterisindeki tribünlerde hayat eski zaman şarkıları gibi. "Hatırla ey peri o mesut geceyi" Tribünden sahaya yayılan kadın seslerine baktım da. Davul yerine piyano kullanılıyor sanki.

* * *
Fenerbahçe'nin sahadaki başlangıcı tedirgin. Orta alan rakibe gereğinden fazla boşluk bırakıyor.
Dönen toplarda ikinci hareket eksikliği, Fenerbahçe kalesi önündeki tehlikeli enstantanelerin sebebi. Bilica ve Bekir felaket. Caner top kayıplarında uzman! Selçuk'un sakatlanmasıyla, Gökay'ın oyuna alınması, orta alandaki direnci daha bir düşürdü sanki. Alex'in kurtarıcı yanını aradım. O da yalnızları oynuyor.

* * *
Semih'e baktım.
Yine pozisyon tutulmasında.
Rakip kale önündeki boşluğunu değerlendirirken, "Ruhu gitmeyen adamın ayakları da kalkıp gitmez!" dedim.
Buna karşılık Manisaspor futbolun sözünden dışarı çıkmayan öğrenciler takımı.
İki kale arasında mekik dokurken, oyunu okumak da onlarda... Fenerbahçe savunmasının tahrik edici boşluklarına sızmak da...
Ama ilk yarıda kıyameti atlatan Fenerbahçe, öne geçen takım oldu. Dia'nın attığı golde, pozisyonu yönlendirmenin ustası Caner'di.
Golden sonra tribünlere baktım. Mavi nurdan bir ırmak, gölgede bir salıncak.

* * *
İkinci yarıda Nizamettin'in sahadan atılmasıyla, dengelerin Fenerbahçe lehine gelişeceğini düşündüm ama gördüğüm Fenerbahçe garipti. "Bunlar çoğaldıkça azalıyor" dedim.
Fenerbahçe'nin rakip alana bindirme hızı, bu sezon bir sorun zaten.
Bu sorunun reçetesi de kulübede ama Aykut Kocaman, geçen sezonun ilk yarısındaki Kocaman… Hamleler yetersiz.
Buna karşılık Manisa'nın Mehmet Güven hamlesi, orta alana direnç kattı ve zaten durduğu yerde yaprak döken Fenerbahçe savunması, beklenen golü buyur etti. Bu gol tribünler için, gecenin içine sıkışmış hüzünlü bir fotoğraftı.

* * *
Golden sonraki Fenerbahçe'nin rakip kale önündeki "panik atak halleri" maçın sonucunu anons eden gerçeklerdi.
Aykut Kocaman'ın hamleleri de içler acısı.
Futbola ait kriterlerin olmadığı bir mücadelede, Fenerbahçe'nin 3 puana endeksli bir yanını beklemek de tuhaf olurdu zaten. Garip bir teslimiyet vardı takımda.
O yüzdendir ki, Fenerbahçe hak ettiği neticeyi oluşturan sebepleri içinde aramalı.
Taraftarın burukluğuna gelince… Taraftarlığın hanesinde, galibiyetin gülen yüzüne alkış tutmak kadar, gerçeklerin acıtan yanına sığınmak da var.

* * *
Dünkü tribünler, maçın sonucunun da, pozisyonların ve taktik anlayışının da üzerine çıktıysa.
Tribünleri kadınsız ve çocuksuz bırakmanın alemi yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor