Kadın hakemler
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 28 Ocak 2011, 01:05:05
Her gün konuşma balonlarını kendi çıkarlarıyla dolduran ekran ağaları, şöhret müptelası kadınlara program yaptırmakla, kadınların futbol dünyasında yerini aldığını mı düşünür yoksa?
Kadın hakemler için verilmesi gereken bir kavga yok mu?
Onurlu duruş, erkekliğin çekim alanından çıkarıldı mı yoksa?
Erkekçesi güzeldir ölümün bile.
Kadınlar alınmasın.
Ne kadınlar tanırım onur heykeli Erkeklik bıyıkta sanılmasın. HHH Merkez Hakem Kurulu kamuoyu tepkisinden çekiniyormuş da.
O yüzden kadın hakemlerimiz Süper Lig'de maç yönetemiyor.
Talimatlar izin veriyor, futbolun erkek ağaları izin vermiyor.
Bunun adı nedir?
Barbarlık değilse...
Kadın ve erkek hakemin birlikte maç yönetmesi disiplini bozarmış!
Hakemliğin falına bakmakla, aynaya bakmak arasında o kadar büyük farklar vardır ki.
Örümcek ağlarıyla kaplanmış düşüncelerin erkekleri anlamaz. Kadın hakem kompleksiyle döllenenler, ancak kendi çıkarları için dillenir. Erkek hakemleri korumayı da adamlık sayarlar.
Futbol ahlakının olmadığı ve bütün çirkinlikleri erkeklerin ürettiği bir ülkede yaşıyoruz.
Kadınların futbolun içine girmesi çok şeyimizi değiştirirdi.
Bunun örneklerini gördük. Lale Orta kadın hakemliğin en onurlu isimlerinden biriydi.
O günlerin eleştiri mekanizması, şimdi düzenin yanında pırlanta gibiydi.
Bakmayın harcanan paralara.
Artan gelirlere...
Sahte övgülere.
Türkiye, üçüncü dünya ülkesi olarak kalmayı isteyen, erkek egemenliğindeki bir ülkedir.
Ülkenin kadınları erkeklerinden daha cesur olduğu içindir ki.
Bu ülkenin erkekleri, kadınların hakemlik yapmasından bile korkmuştur.
Ataerkil ceninlerden kalan berbat miras.
Kadın hakemlerini zincire vuran erkekliğin tanımlaması... Bana sorarsanız düpedüz hödüklük!
* * *
GERÇEK BİR HİKAYE
Bir teknik direktör, Süper Lig'de görevli bir kulüp başkanına telefon açıyor. "Sen o teknik direktörle anlaştın ama bizim kaç tane arkadaşımız işsiz.
Niye onlardan birini almadın?"
Karşı taraftan gelen başkan sesinden ziyade, teknik adamın söyledikleri daha ilginç. "Benden hatır için puan isteme sakın."
* * *
Bu adam, Süper Lig antrenörlerinden biri.
Onun her türlü şikeye meyilli olduğunu söylersem haksızlık etmiş olurum.
Onun bu konuşmasından zaman zaman "hatır sistemine" hizmet etmiş olduğu izlenimine kapıldığımı söylemezsem de haksızlık etmiş olurum.
* * *
İşsiz arkadaşı için mücadele etmek adamlıksa.
Başkasının ekmeğini kapmak uğruna, yakışıksız bir teklifin varlığını hissettirmek, adamlıktan sınıfta kalmaktır.
Onun adını merak ediyorsunuz biliyorum.
Adam olan, bu yazdıklarımı okuduktan sonra ortaya çıkıp, söylediklerinin arkasında durur.
* * *
OYUNCAK: 1-EĞİTİM: 0
Futbolun Genel Direktörü Ersun Yanal, Beşiktaş'ın 16 yaşındaki yetenekli oyuncusu Muhammed için ilginç bir uyarıda bulundu. "Bu çocuğa sorumluluk yüklemeye kalkarsak, ergenlik dönemini tamamladığında onu artık bu işten bıkmış bir çocuk haline getiririz. "Bırakalım bu çocuğu" diyor. "Eğlencesiyle, oyunlarıyla başbaşa bırakalım."
Çocukları harcamakla beslenen sisteme söylüyor bunu.
O yüzden Muhammed'i bırakalım bilgisayar oynasın.
Bırakalım internet ortamında istediği gibi gezinti yapsın.
Kaykay yapsın.
Ama onu eğitmenin ne işe yarayacağını soruşturmayalım. Batuhan'ın kaç kilometre hızla yaşadığını kim sorguladı? Batuhan, oyuncuklarından yoksun kaldığı için mi, bu hale geldi sanıyorsunuz?
Eğitim şart gerçeğine, bir oyuncak kadar değer vermeyenlerin suçu yok muydu?
* * *
MELEKLERİN ÖLÜMÜ
Az kanallı sesli toplum vardı, şimdi çok kanallı sessiz toplum var.
Az kanallı toplum müzikten anlardı, iliklerine kadar..
Tiyatroya giderlerdi, futbol maçlarında sövmezlerdi.
Kitap okurlardı, binbir zorlukla kütüphanelerin altını üstüne getirirlerdi.
Büyüklerine yer verirlerdi otobüslerde. Bu kadar taksit yoktu, geri verirlerdi aldıklarını.
Şimdiki sessiz toplum, televizyon kanallarında kulaç atıyor.
Namus, haysiyet, onurlu duruş, tek kuruş etmiyor onların gözünde.
O yüzden futbolumuzdaki yayılan yozlaşma...
O yüzden şeytanlığın elleri ovuşturması.
Çünkü omuzlarındaki melekleri öldürdü insanlar.
Bu televizyonların karşısında.
* * *
Schuster devrimi
Ligin ilk yarısında Schuster'in elindeki kadroyu en kötü biçimde kullanmaktan sanık olduğunu kimse inkar edemez.
Bezginliğin kulübedeki izdüşümünü. Uyku hallerini.
Aynı Schuster, şimdi devrim adamı.
Bir anda hücum futbolunun en zengin takımını yaratan adam.
İki maçtır Beşiktaş'a bakıyorum.
Sihirli ayaklarla imza atan, seyir zevki üst düzey takıma..
Ama bu kadar kolay değişimin sahaya yansıttığı sihrin, çabuk biteceğini de hesaba katalım.
Çünkü parayla yapılan transfer devrimleri hep tedirgin edicidir.
Düşünsenize, Trabzonspor maçının son dakikasında Ernst oyuna girse, Schuster devrimi bir komediye dönüşecekti.
* * *
BAŞKANIN ADAMLARI
Garbın afakını sarmışsa bilmem kaç puan farklı çelik zırhlı duvar! Önemli değil.
Aziz Yıldırım'ın medyatik duvarı var.
* * *
GÖKDELEN DOSTLUĞU
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal'dan açıklama. "Adnan Polat benim dostum."
İstanbul Adnan Polat'ın kanatları altında zaten.
En yakın dostları da belediye başkanları.
* * *
HAFTALIK
Gaziantep Büyükşehir kupada tarih yazdı.
Hikmet Karaman da.
* * *
Hâlâ çökertilmemiş bir örgüttür.
Medyanın içindeki Ergenekon!
* * *
Trapottoni, İtalyan Ligi'nin karakterinden dolayı kadın hakemlerin maç yönetmesine karşı çıktı.
Karaktersizliğe arka çıktı yani!
* * *
Bursaspor'u yeren eleştirileri nedeniyle büyük tepki gören Beşiktaşlı yönetici Mete Düren, "Yanlış anlaşıldım" dedi.
Yanlış anlaşılmadınız!
Yanlış adamlığa soyundunuz!
* * *
Emekli futbolcular ve antrenörler için gazetecilik kursları açılmıştır.
İlk soru. "Alfabede kaç harf var?"
* * *
Pazar günkü derbiyi fareli köyün kavalcısı yönetse.
Daha az itiraz olurdu.
* * *
Futbol ahlakının olmadığı bir ülkede, kasabanın şeriflerinde
ahlak aranır mı?