Av mevsimi
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 20 Ocak 2011, 22:20:30
Göz boyama seanslarında, Adnan Polat'la koro hayatlara soyunan.
Daha önce de belirttim.
Hizmeti de çok, hezimeti de. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'yi kendisinin zannediyor.
Dilediğini kulağından tutup atıyor, dilediğini takımın başına koyuyor.
Ağzını bozduğu yorumcudan akıl alacak kadar bilgili! Gaza gelme konusunda rakipsiz!
İlk yarının bitimindeki penaltı sızlanması ilgi görmedi.
Ligin ikinci yarısına patlayıcı maddeler taşıyan cümlelerle giriyor. "Av mevsimi başladı." Bu ifade kendisine yapılan eleştirilerin karşılığı.
Oysa bu Fenerbahçe'yi ve Aziz Yıldırım'ı eleştirmek, gazeteciliğin en onurlu sayfasıdır.
Ayrıca Aziz Yıldırım bu ülkede asla av olmaz!
Spor medyasında kendisine tav olanlar varken!
Yöneticilerin geleceğini belirleme hakkını bile kendinde bulurken.
Taraftarların ve sportmen ruh taşıyanların gözdesi olan Mehmet Ali Aydınlar'ın Fenerbahçe'deki geleceğini belirliyor. "Aydınlar için daha erken" diyor.
Bunu belirleme hakkını kendinde buluyor da, kendisini eleştirenleri av mevsimine taşıyor.
Neymiş...
Avrupa'da kupa kazandırmadan Fenerbahçe'yi bırakmayacakmış.
Kendisini mahşere kadar kilitlemek için, daha akılcı bir çıkış yolu bulmalıydı.
Fenerbahçe takımının eksiği sevgidir. Ne yazık ki sevginin transferi yapılmıyor. Bir ölünün kulağına fısıldadığınızda, onu canlandıracak kadar güçlü bir şeydir sevgi. Paradan başka şeyi olmayanlar tarafından görülmez.
Görünen o ki...
Ligin ikinci yarısında futbolun içinden patlayıcı cümleler taşıyan bir kamyon geçecek.
Şampiyonluğa yanık olan birinin posterleriyle donatılmış.
Hakemlere saldırmaktan sabıkalı. Günahlarını başından savmaktan sanık. Trabzonspor'a karşı av mevsimini başlatan bir başkanı taşıyan...
* * *
Çete reisi
Schuster, Beşiktaş'ta kaleci antrenörü Zafer Öger'i gönderip, yerine eski takım arkadaşı Angel Mejias'ı getirdi.
Bunlar olağan.
Ama işin garip yanı, Atletico Madrid takımında 2 bin euro maaş alan Angel Mejias'ın, Beşiktaş'tan alacağı ücret.
Sezon sonuna kadar 150 bin euro. Paranın en kolay dağıtıldığı takımlar listesinde, Beşiktaş 1 numara.
Beşiktaş, çete gururuyla, haşır neşir olurken.
İkinci yarıya 17 maçta 17 galibiyet masalıyla başlarken.
Kaybolan geleceğinin hesabını bile yapmıyor.
Dünyanın hiçbir ülkesinde, böyle bir transfer hovardalığı ve hesapsızlığı yoktur.
Ne garip bir yönetimdir ki, "Ne oluyor?" diye haykıranı bile bulunmaz.
Çete dediğin, paradır, sükseli hayattır.
Çete dediğin ucuz kabadayılık, pahalı alemciliktir. Hak ve hukuk tanımazlıktır.
Kaleci antrenörünün değişiminde de görüyoruz ki... Beşiktaş'ın verecek parası da çok, harcayacak adamları da.
Ben çetenin reisini merak ediyorum en çok.
Perdenin arkasında duranı!..
* * *
Sezonun adamı
Sezonun en anlamlı duruşu Mahmut Özgener'e ait. Hiçbir dış güçten etkilenmeyen tavrıyla.
* * *
Hedefin hakemler, ileri!
Emre Belözoğlu açıklamış. "Türkiye Kupası hedefimiz değildi!" 28 yıldır alınamayan bir kupa niye hedefiniz olsun ki. Sanırım Avrupa'da ayakta kalmak da hedefiniz değildi, kaliteli futbol oynamak da...
Sen bunları boş ver, alışkanlıklarını sürdür. İlk hedefin hakemler, ileri!..
* * *
Vedat İnceefe
Vedat İnceefe, Galatasaray'da futbol oynarken, en çok yüklendiğim isimlerden biriydi.
Şimdi teknik adamlık serüveninin başlangıcında, harika işler yapıyor. Yeni Malatyaspor'a bir süre önce göreve geldiğinde, gerçekten bir enkaz yığını aldığını biliyorum.
Neler başardığını da yakından izliyorum.
Takıma sihirli el değmiş gibi.
Onun bugünkü başarısı, gelecekteki başarılarının işareti.
Bu ülkede ölüyü diriltmek, her teknik adamın hüneri değil çünkü.
Tırnaklarıyla kazıyanlar gibi.
Yüreğini ortaya koyanlar gibi.
* * *
Nereden bilelim
Burnumuzda tüter, sevda kaplı defterlere şiirler yazdığımız günler.
Aşklar ömürlük.
Yollar çamur insanlar değil.
Parasız yatılı yalnızlıklarımız var ama yollarda yalnız yürümeye alışık olmadığımız yıllar.
En büyük servetimiz deniz gibi sevgi.
İnsan insanın yurdu, kurdu değil.
Yerde bulduğumuz gazete sayfalarına kitap muamelesi yaptığımız yıllar.
O sayfaları okurken bile ceketimizi ilikliyoruz.
Nereden bilelim, bir gün mankenlerin öğretmenlerden daha değerli olacağını.
Ve nereden bilelim, kalem satmanın kitabını yazanların, bir gün gazeteci olacağını.
Güzelliklerin eskiyeceğini...
* * *
Irkçılık yapma Yusuf!
Erciyesspor'a transfer olan eski Beşiktaşlı Yusuf Şimşek, "Suçum Türk olmak" diyor...
Ve parantez açıyor. "Brezilyalı olsam, el üstünde tutulurdum."
Alın size ırkçılık.
Kendine baktığı zaman, futbol oynamaya soyunduğu zaman el üstünde tutulmadı mı?
Onu Denizlispor'dan Beşiktaş'a getiren gücün milleti yoktu.
Ne zaman ki, kendini koyverdi, parmakla işaret edilen Yusuf Şimşek gerçeğinden uzaklaştı.
Yeteneklerini köreltti.
Formasını da kaybetti.
Ve şimdi aynaya bakmadan, oklarını haksızlığa fırlatıyor.
Bu cehalet bizim futbolculara egemen oldukça. Onlar futbolcu olmaktan başka bir şey olamayacaklar.