Çocuklar için
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 10 Ocak 2011, 22:02:51
Kaybedince küçülenlerin büyük adam yerine konduğu bir ülkedir burası.
Dürüstlük düşüncesinin içi boşaltılmıştır.
Ahlaki kriterler; kulüp başkanları ve onların saflarında duran gazeteciler tarafından yeniden yorumlanmıştır.
* * *
Farkında mısınız, harcanmaya müsait çocuklar büyütüyoruz.
Futbol sevgisine değil, saldırmaya ve yenilgileri hazmetmeyen bir kişiliğe peşkeş çekilen çocuklar.
Bizim çocuklarımız. Sevgiyle sömürülen ve yıllar geçtikçe huyları değişen çocuklarımız.
Hangi kulüp başkanı için, çocuklarımızın ahlaksız bir futbolcu kadar değeri vardır.
Birkaç istisna dışında.
* * *
Colin Kazım gibi futbolcuların değer bulduğu bir ülkeyiz biz. Bilica gibilerinin hâlâ el üstünde taşındığı topraklarda yaşıyoruz.
Büyük kulüplerimiz, Adnan Polat, Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören gibi, gözleri başarıdan başka bir şey görmeyen, kaybedince etrafa saldıran başkanlar tarafından yönetiliyor.
Onlardaki kazanma duygusunun merhameti yok. Devre arasında kendilerini nasıl yenilediklerini gördünüz.
* * *
Colin Kazım...
Ücreti yüksek çirkinlik ambarı.
Ahlak kimin umurunda.
Böyle bir adama arka çıkanların ondan farkı yoktur emin olun. Kazım ilk maçında golünü attı. Yarın iki gol daha atsın, önüne süt kuzularını atarlar. Burası Türkiye!
Burada hafızalar buruşturulup çöpe atılan kağıt parçalarından farklı değildir.
* * *
Şenol Güneş'in geçen hafta ilginç bir açıklaması vardı. "Altyapıda dersleri kötü olanları takıma almıyorum." Cehaletin önünü kesmek adına harika bir açıklama. Aydınlık bir gelecek adına da...
Bugün altyapıdan gelen futbolcuların çoğunun, cahil abilerinin yoluna karıştığını görüyoruz.
Yarın kendilerine tutulan mikrofonlara konuşurken, önündeki maçlara bakacağına da şüphemiz yok.
* * *
Futbol sadece futbol değilse, futbolcu da sadece sahadaki kimliğiyle değerlendirilen bir canlı değildir.
Bilginin ve kültürün uzağındaki teknik adamların mektebinden çıkanlar, birbirinin kopyasıysa... Şenol Güneş'in açıklamalarının değeri çok büyüktür. Tugay Kerimoğlu, Galatasaray'ın altyapısında göreve geldiğinde, gençleri yabancı dil kursuna itekledi ama kendisini Hagi'nin yardımcı yapanlar, bu meseleyi çöpe attılar. Adnan Polat ve Adnan Sezgin için kalite ne zaman gerekli oldu ki!
* * *
Bu ülke garip bir ülkedir.
Paneller düzenlenir, günü kurtarmak adına.
Şiddeti tartışanlara bakarım, şiddetin babalarıdır.
Şeytan mürebbiyelere tapınan bir futbol düzenimiz vardır.
Azılı katillerin bile, düşünen insanlardan daha özgür sayıldığı bir adalet sistemimiz mevcutken. Çocukları kim düşünür?
Futbola tutuklu babaları mı?
* * *
Bu ortamdan ve gelecek günlerden tedirgin olmuyorsanız, benim yazdıklarımı ciddiye almayın.
Boşa harcamayın vaktinizi!
Çocuklarınızı teslim etmek için acele edin hatta.
Kucaklarını açmış, onları bekleyen bir düzen varken...
Dürüstlük düşüncesinin içi boşaltılmıştır.
Ahlaki kriterler; kulüp başkanları ve onların saflarında duran gazeteciler tarafından yeniden yorumlanmıştır.
* * *
Farkında mısınız, harcanmaya müsait çocuklar büyütüyoruz.
Futbol sevgisine değil, saldırmaya ve yenilgileri hazmetmeyen bir kişiliğe peşkeş çekilen çocuklar.
Bizim çocuklarımız. Sevgiyle sömürülen ve yıllar geçtikçe huyları değişen çocuklarımız.
Hangi kulüp başkanı için, çocuklarımızın ahlaksız bir futbolcu kadar değeri vardır.
Birkaç istisna dışında.
* * *
Colin Kazım gibi futbolcuların değer bulduğu bir ülkeyiz biz. Bilica gibilerinin hâlâ el üstünde taşındığı topraklarda yaşıyoruz.
Büyük kulüplerimiz, Adnan Polat, Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören gibi, gözleri başarıdan başka bir şey görmeyen, kaybedince etrafa saldıran başkanlar tarafından yönetiliyor.
Onlardaki kazanma duygusunun merhameti yok. Devre arasında kendilerini nasıl yenilediklerini gördünüz.
* * *
Colin Kazım...
Ücreti yüksek çirkinlik ambarı.
Ahlak kimin umurunda.
Böyle bir adama arka çıkanların ondan farkı yoktur emin olun. Kazım ilk maçında golünü attı. Yarın iki gol daha atsın, önüne süt kuzularını atarlar. Burası Türkiye!
Burada hafızalar buruşturulup çöpe atılan kağıt parçalarından farklı değildir.
* * *
Şenol Güneş'in geçen hafta ilginç bir açıklaması vardı. "Altyapıda dersleri kötü olanları takıma almıyorum." Cehaletin önünü kesmek adına harika bir açıklama. Aydınlık bir gelecek adına da...
Bugün altyapıdan gelen futbolcuların çoğunun, cahil abilerinin yoluna karıştığını görüyoruz.
Yarın kendilerine tutulan mikrofonlara konuşurken, önündeki maçlara bakacağına da şüphemiz yok.
* * *
Futbol sadece futbol değilse, futbolcu da sadece sahadaki kimliğiyle değerlendirilen bir canlı değildir.
Bilginin ve kültürün uzağındaki teknik adamların mektebinden çıkanlar, birbirinin kopyasıysa... Şenol Güneş'in açıklamalarının değeri çok büyüktür. Tugay Kerimoğlu, Galatasaray'ın altyapısında göreve geldiğinde, gençleri yabancı dil kursuna itekledi ama kendisini Hagi'nin yardımcı yapanlar, bu meseleyi çöpe attılar. Adnan Polat ve Adnan Sezgin için kalite ne zaman gerekli oldu ki!
* * *
Bu ülke garip bir ülkedir.
Paneller düzenlenir, günü kurtarmak adına.
Şiddeti tartışanlara bakarım, şiddetin babalarıdır.
Şeytan mürebbiyelere tapınan bir futbol düzenimiz vardır.
Azılı katillerin bile, düşünen insanlardan daha özgür sayıldığı bir adalet sistemimiz mevcutken. Çocukları kim düşünür?
Futbola tutuklu babaları mı?
* * *
Bu ortamdan ve gelecek günlerden tedirgin olmuyorsanız, benim yazdıklarımı ciddiye almayın.
Boşa harcamayın vaktinizi!
Çocuklarınızı teslim etmek için acele edin hatta.
Kucaklarını açmış, onları bekleyen bir düzen varken...