Yürü Aykut Kocaman kim tutar seni!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 12 Aralık 2010, 23:52:10
Kazanmanın kurallarına harfiyen uyan Ankaragücü, Fenerbahçe takımını felç etti.
Bir gerçek var ki..
Fenerbahçe takımı, sırrını bilenler için kolayca alt edilecek bir takım.
Hele böyle bir savunmayla. Ve maça genç başlayıp, 60. dakikadan sonra ihtiyar olan futbolcularla...
Fenerbahçe'nin diğer deplasmanların aksine hareketli bir başlangıcı vardı.
İlk çeyrekte rakibin üzerine yürüyen bir takım.
Orta alanda top çevirme zenginliği.
Şaşırmadım dersem yalan olur Buz gibi gecenin en ateşli adamı Dia, orta alanda oyun kurucu rolüne soyunmuş.
Bir şaşırtmaca mı, yoksa da içgüdüsel bir Dia yaratıcılığı mı?
Cevabını sonraki dakikalara bıraktım.
Pozisyon bakımından Fenerbahçe adına bereketli bir ilk yarı.
Ama rakip kale önü pozisyon hurdalığı... Niang'ın ilk yarının sonlarında kaleciyle karşı karşıya kaldığı net pozisyonu değerlendirirken, kaç maçlık tutukluğunu da hesaba kattım. "Fenerbahçe'de bir santrforun infazı...
Kaçırdığı basit gollerden sonra gerçekleşir." Son dakikada attığı gol, gecikmiş bir özür bile değildir.
İlk yarıdaki Fenerbahçe'nin kanatları kullanma düşüncesi ne kadar değerliyse.
Kanatlardan yapılan kesme ortaların zayıflığı o kadar düşündürücüydü. Gökhan Gönül'ün bindirmelerine tam puan verdim. İkinci yarıda geri aldım.
Böyle havaların adamı Caner'den çok daha farklı bir maç bekledim yalan değil. Mehmet Topuz'a baktım da, yine sıfır, yine basiretsiz. Alex'in de en etkisiz gecelerinden biri.
Ankaragücü takımının, maçın başında haddini bilmek kadar, sabırlı bir hali vardı.
İlk yarım saatte dönen topları saldırı hamlesine dönüştürmek gibi bir eyleme soyundular da, ikinci yarının provasını yaptılar sanki.
İkinci yarıda Alex'in rakip kale önünde daha çok görünmesini, ilk yarıdaki vuruş eksikliğininin onarımı saydım.
Ama Ankaragücü'nün bindirmelerinde, Fenerbahçe kalesinin önünü daha "tehlike dolu" buldum. "Bütün Ankara, Fenerbahçe'nin üzerine yürüyor" dedim.
Ve savunma zaaflarının tavan yaptığı dakikalarda Ankaragücü'nün golleri geldi.
Takımın hepsine alkış ama Setlak ve Güven Varol'a özel alkış.
Fenerbahçe takımında, geceyi rakibine teslim etmiş bedenler için, sıradan nedenler üretmeye gerek yok. Fenerbahçe'nin ruhu yok. Rakip kale önündeki pozisyon artıklarından kalanları mı dökeyim?
Fiziksel özelliklerini ruhsal dengesizliklerle birbirine karıştıran Emre Belözoğlu'nu anlatayım.
Tüccar yorumcuların garip şekilde şişirdiği Mehmet Topuz'u mu göstereyim?
Yoksa sezon başından beri günahları halının altına süpürülen savunmayı mı işaret edeyim?
Gönül gözüyle bakmazsanız, gerçekleri göremezsiniz.
Ama görmek istemeyene gösterirler!
Ligin en zengin kadrosu ne hallerde. Nasılsa kaydı tutulmuyor günahlarının.
Yürü Aykut Kocaman, kim tutar seni!