Ekselanslar
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 03 Eylül 2010, 02:02:09
Ya da tam açılımıyla, transfer çöplüğüne çuvalla para. Futbolda ikinci el borsasını biz ayaklandırıyoruz. Muhteşem başkanlarımız var!
Üstelik bu transferler Avrupa'da enkaz yığınına döndükten sonra yapılıyor.
Transfer ve başkanlık birbirine bağlı iki tekerlektir. Bu işler sadece para harcamakla yürür.
Varılacak hedef de bellidir.
Düşünsenize, Fenerbahçe sezon başındaki yanlışlarının bedelini, Türkiye'de şampiyon olarak ödeştirecek.
İşler kötü giderse, transferde ara gaz . Rijkaard'ın adına bakınca, görev aldığı takımı Avrupa'da başarının gerekçesi sayarsınız. Galatasaray yerinde sayıyor.
Şimdi tek hedef Türkiye'de şampiyonluk.
Koca Rijkaard, sıradan bir amaç için ikinci sezona başladı.
Her kulüp başkanının, temsil ettiği kudret, takımlarından alacaklı oldukları miktarla orantılıdır. Onlar koltukların sahibidirler.
Ekselanslarının ruh seansları ne emrederse, onu yaparlar.
Planları, elde kalanları taraftara yutturmaktır. Aziz Yıldırım'ın sezon başındaki hataları, Güiza'nın geçen sezon yaptığı hataların çok üstündedir.
Ama sorgulama ve hesap sorma mekanizmasının kolu kırıktır. Hakan Balta'nın yaptığı hatanın, çok daha büyüklerini Adnan Polat yapmıştır. Hakan Balta'nın toplum içine çıkacak cesareti bile kalmamıştır. Adnan Polat, televizyonlara çıkıp, efsane masalları okur.
"Başkanlarınız sizi aldatıyor.
İmza: Bir dost..." Diyerek camınıza mesaj atsam, benden cam parası istersiniz.
Sizler kadar aldatılmayı seven birilerini, onlar asla bulamazlar desem, alınırsınız.
O yüzden aranıza girmenin alemi yok.
Onların başarısızlıklarını en iyi siz anlatırsınız.
Alkışlayın.
Gurur okşayan transferlerle, Türkiye'de yeni bir şampiyonluk mücadelesi başlıyor.
Sizde hayata yeni bir pencere açarak başlayın.
Ama hiç olmazsa, başkanlarınıza bir ricada bulunun.
Hakemler üzerinden futbol siyasetini, bu sezon bıraksınlar!
Beceriksizlikleri neyse ama...
Onların sızlanmalarından bıktık!
ARDA: İKİ ARADA BİR DEREDE
Arda Turan'a ilk kez resmi bir teklif geldi. Atletico Madrid'den 11 milyon Euro.
İngiliz kulüplerinin hayal ürünü ücretlerini, Arda Turan'ı transfer malzemesi yapan gazetecilik ve menajerlik sistemi üretti. Galatasaray, ilk kez resmi bir teklife yanıt verdi ve Arda'yı bırakmadı. Arda'nın sağ elinin içini, kalbinin üzerine koyup selamladığı taraftarına borcu var.
Dışarıdan bakıldığında "Gitmem" diyecektir.
Ama her Türk futbolcusunun içinde Avrupa'da boy göstermenin hayali vardır.
Ve Arda gibi Avrupa standartlarının üzerinde gösterilen bir futbolcunun, böyle bir arenaya çıkma şansını kullanması gerekirdi. "Para az" diyen de var. Arda Turan'ın psikolojisinin bozulacağını savunan da.
Bu transfer teklifinin ortalaması alınırsa... Arda, iki arada bir derede kalacaktır.
KOCA BİR AYIP
Fenerbahçe, neredeyse kovarak Kayserispor'a gönderdiği Önder Turacı'nın kendilerine karşı forma giymemesi için ricada bulunmuş.
Ne olur ne olmaz! Önder Turacı maça şok belgelerle falan çıkabilir.
KARBON KOPYA
Basketbol spikerlerinin de futboldan bir farkı yok. Şiddeti artmış bir heyecan, tek yanlı bir anlatım, hatta zaman zaman bunu bir amigo edasıyla yansıtmak, futbolun bozuk bir kopyası gibi. Kimsenin altta kalmaya niyeti yok. Popülerlik dedikleri böyle bir şey işte.
QUARESMA NORMAL OLAMAZ
Yılın en önemli transferi Quaresma.
Beşiktaş'taki Avrupai dönüşümü tek başına başaracak kadar devrimci.
Ayağa kalkıp her davayı savunacak kadar militan.
Bütün özelliklerini meydanlarda ortaya dökecek kadar dürüst.
İçinden geldiği gibi yaşayan bir özgürlük simgesi. Beşiktaş taraftarının son yıllardaki en görkemli umudu. O yüzden Quaresma, hiçbir maçını sıradan oynama hakkına sahip değildir. Mükemmel olması zorunlu ihtiyaçtır. Genleri de emreder, izleyenleri de.
TEKKE'NİN TRANSFERİ
Fatih Tekke, Galatasaray ile görüşmek için İstanbul'a geliyor. Yıldırım Demirören, cep telefonundan kendisine ulaşıyor ve kısa bir görüşme için evine davet ediyor. Fatih Tekke, birkaç dakikalık görüşmenin ardından, İstanbul'a gelme nedenini oluşturan sebepleri, bir anda başka neticeye dönüştürüyor. "Beşiktaşlı!"
Fatih Tekke iyi futbolcudur.
Varolduğunu göstermek için gelmiştir.
Ucuza da mal olmuştur.
Ama uçağa "Galatasaraylı" olmak için binen birinin, uçaktan indikten kısa bir süre sonra Beşiktaşlı olmasını, bir "transfer cambazlığı" olarak geçiştirmek mümkün mü?
Bunu da tartıya koyalım.
Kaç okka ediyor bakalım!
SOYTARI ŞENLİĞİ
Dedikoduları gerçek gibi televizyonlara taşıyıp, tartışanlar. Bir soytarı şenliği gibi yaşıyorlar hayatı. İnsanları zan altında bırakmakla yetinmeyip, ailelere kadar uzanıyorlar.
Televizyonların ortasından ihanet geçiyor.
Patronlar seyrediyor, yetkililer seyrediyer ve futbola meraklı beyler seyrediyor.
Bizim gibi ülkelerde futbol salgına döndüyse.
Birilerinin popüler olmak uğruna çılgına dönmesi gerekiyor demek ki... Onların pazardaki iplikleri bile para ediyor ya... Bu ayıp da bütün ülkeye yeter.
* * *
HAFTALIK
Futbolu bu kadar çok bilenin olduğu bir ülkede...
Futbol topu, abilerin dudağında, ablaların kucağında ninniyle uyutuluyor.
Fenerbahçe'nin, dünyada onca stoper varken, Emre'nin kavga ettiği Yobo'yu transfer etmesi ne iş?
Kusura bakmayın. Fenerbahçe'de transfere "Sürtüşmeler Departmanı" bakıyor.Dolunayda uluyan yorumcular tanıyorum. İsimleri gizli.
Sakat oyuncuları Milli Takım'a seçen Hiddink'e sormuşlar. Türkiye'de en çok ne yiyorsunuz?" "Sakatat!"
Boyundan büyük laflar eden Eskişehirli Batuhan, sezona mutfak robotu gibi girdi. Selçuk Şahin bile Milli Takım'da ama Ozan İpek gibi gerçek bir emekçi ve yetenekli biri yok.
Helal sana Oğuz Çetin.
"Bilica'ya hayır" kampanyasını hâlâ sürdürüyorum. İnatla.