Telaşa mahal yok
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 17 Ağustos 2010, 00:02:27
Çünkü Aykut Kocaman ve Alex de dahil...
Hiçbir parça, bütününden daha değerli değildir.
Ama Fenerbahçe takımında, hiçbir futbolcu da, futbol oynamayı isteyen bir Alex'ten daha değerli değildir. Antalya maçı Aykut Kocaman'ın şansıydı.
Böyle bir rakibi bir daha bulamaz.
Ama bu maç, Aykut Kocaman'ın, gerçekleri görmesi için de, son şansıydı. Alex'in temsil gücünü zayıflatan egolarına yenik düşmeye hakkı olmadığı gibi. Aykut Kocaman'ın da, Alex'i meselenin dışında tutmaya hakkı olmadığı ortadadır. Semih'e gelince...
Bir maçlık da olsa forması teslim edildi de, hakkı teslim edilecek mi ?
Onu da göreceğiz. Fenerbahçe'de 20 yaşındaki bir genci kalede gördük. Mert Günok...
Çok para harcamadan bir yıldıza sahip olmanın tek yolu var. Güvenmek.
Göreceksiniz Mert Günok, yakın bir gelecekte, ülkenin en önemli kalecisi olacak. Beşiktaş'ta şüphe götürmez üç kişi var. Quaresma ile Guti.. Diğeri genç Necip...
Diğerleri şüphe götürüyor. Necip'i, Beşiktaş'ın geleceğine mühürlenmiş biri olarak işaret etmeliyiz.
Onda her şey var.
Eksik olan tecrübeydi, onu da Schuster'in güveniyle kazanıyor.
Ama diğerlerinin bu üçlüye eşlik etmesi için, kavgaya soyunması gerekiyor. Galatasaray'da geçen yılki acıların kötü bir kopyası vardı sahada.
Sivas'taki yenilginin öznesi, Galatasaray'ın duran toplardan gol yemesi değil. Asıl mesele duran adamlar.
Ali Turan'ı Galatasaray formasıyla gördükten sonra, Galatasaray'ın nereye gittiğini sorgulamaya gerek kalmıyor.
Hayırlısıyla Serdar Özkan da gelecek.
Ligin henüz başı, telaşa mahal yok ama...
Yazık ki, Galatasaray'ın kalecisi bile yok.
Ve Arda Turan'dan başka da, takımda sonucu değiştirmeye yönelik başka biri yok. Sivas'ta herkesin yapmaya kalkışmayacağı delilikleri yapan bir Rijkaard vardı.
Futbol bilgisine de hakim değildi kendisine de...
Golcüleri kulübede tutup, yenilginin beyaz bayrağını asan Rijkaard...
Yenilginin mührünü de, Arda'yı oyundan alarak bastı. Trabzonspor'un golleri rahmet gibi yağdıran bir santrforu oldu.
Teofilo'nun sırrı Şenol Güneş'in sevgisinde ve insana olan saygısında yatıyor.
Harcamak kolaydı, Şenol Güneş kazanmayı seçti. Trabzonspor geçen yılın ötesinde bir futbolun ve büyük hedeflerin takımı olur. Haftanın en çirkin görüntüsü Baros'a ait... Sivassporlu Abdurrahman kafasına aldığı darbeyle yerde yatarken, onu sürüklemeye çalışan Baros, görüntülere baksa, kendine kırmızı kart gösterirdi.
Vicdanı yoksa, ne söyleseniz boş. Yeni sezonun televizyon tarafına bakarsak.
İki spikerle maç anlatamayan beylerin yanına, aslında üçüncü biri gerekiyor.
İkisinden birinin ağzını kapatması için.
Ekran başındakiler rahat nefes alsın diye... Ahhh! Nerde o, bir cümleyle her şeyi anlatabilen spikerlerin, tek başına bizleri mest ettiği maç anlatımları ahhh!