1 numaralı suçlu

Galatasaray taraftarının gönlünde yatan Aslan'la 4 maçtır sahanın ortasında yatan "pısırık kedi" arasındaki fark, puan cetvelindeki belgenin ta kendisidir. Şampiyonluğun mutlak favorisi takım şimdi Avrupa'ya gitmek için, ezeli rakiplerinden medet umar hale geldi. Peki niye bu hale geldi? Öncelikle baş suçlu Adnan Polat! Takıma kapı aralığından bakmakla, başkan olmak arasında dağ gibi fark var. Kolundaki saatin modası geçti. Şimdi alın teri mevsimi. Mücadele mevsimi. Futbolcularına şımartma istasyonu açanların, kapanan kapılara yaslanıp şikayet etmeye hakkı yoktur. Bugünler Polat'ın eseridir. Ve Rijkaard! Görünen adamla, görülmeyen gerçekler arasındaki fark, Rijkaard'ı ele veren delillerle doludur. Provasız giydirilen kostümler, birilerine bol gelebilir. Hangi takımdan gelirse gelsin. Ve tabii ki bütün futbolcular. Başta da Arda Turan... Yani Galatasaray kaptanı. Eğer bir delikanlı, Galatasaray kaptanı olabilecek kadar güçlü sayılıp, seçiliyorsa. Eleştirildiği için sızlanmaya hakkı yoktur. Tabii eleştirilecek. Onun savunma avukatlığını da medyanın içindekiler değil, ayağı ve yüreği yapacak. Yılda 2 milyon euro alıyorsa, sorumluluğu da üzerine alacak. Sadece kendi sorumluluğunu değil, takımın sorumluluğunu da.
***
Galatasaray, Arda'dan başlayıp, bütün takımı saran bir sorumsuzluk rüzgarına yenik düşmüştür. Başkanının cenazesi yerine, sevgilisinin ödül törenine giden bir kaptanla, Galatasaray'ın nereye gideceğini sanıyordunuz? Arda'nın yeteneklerine ihanet etmesinin sebebi de Polat'tır. Onlar başkanı ve kaptanı oldukları kulübün, sahibi zannettiler kendilerini. El ele verip, duvarları kendi günahlarıyla süslediler. Polat "1 numaralı suçluyum" diyor. Suçlu futbolcular nasıl gönderiliyorsa, Adnan Polat, kendisi için de bir bilet kessin. Madem öyle... Takımı ayağa kaldıramayanlar, kendisini rafa kaldırmayı bilecek.