Ya görev ya istifa
Şike soruşturmasının ilk gününden beri değerlendirmelerimi çok net söylüyorum, çok açık yazıyorum. Zira bazıları gibi şokta falan değilim. Çünkü daha lig biterken "Süper Lig, yöneticisinden teknik adamına, hakeminden oyuncusuna, herkesin ağırlığını tartan bir kantar, herkesin cibilliyetini onaylayan bir noterdir" demiştim. O noter ve Sayın Savcı ve Sayın Hakim görevini yaptı, şimdi sıra Federasyon'da...
TFF, hâlâ ayak sürüyor ama bu tuman artık dikiş tutmaz. Onlar da görevlerini yapmak, kupaları ve direkt Avrupa biletlerini hak edene vermek zorunda kalacaklar.
Ama o makama yakışır şekilde, ama başkalarının uyarısıyla.
Bakın, "Süper Kupa maçını oynatacağız, dediler" yattı. "Ligleri ertelemeyeceğiz" dediler, tekrar gözden geçirme durumuna geldiler. "Avrupa kupalarına katılacak takımların sırası değişmeyecek" dediler, çok kısa süre sonra göreceğiz, ne olacak. Aslında durum çok açık, vicdanlar da çok net.
Ancak "masumiyet karinesi" deyip savsaklamaya çalışanlar da az değil. Bu nasıl karineymiş muhterem!
Bir taraf aksi ispatlanana kadar masum, diğeri aksini kendi kanıtlayana kadar suçlu.
Şampiyonluğu gasp edilen taraf Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılamayacak öyle mi? Ön elemede elenirse ne olacak? Nerede o en büyük ligde ilk kez oynamanın onuru ve heyecanı, nerede 10 milyonlarca lira ikramiye? Savcı elbette delil olarak düşündüğü şeyleri inceleyecek, sorgulayacak, belki iddianamede yer verecek.
Çünkü, savunma avukatına göre nasıl herkes masumsa, savcıya göre de herkes zanlıdır.
Zira savcı görevini öyle yapar. Sen de seninkini yapsana ey Federasyon! Hafta sonu çok önemli iki gelişme oldu.
Hakim, Metris'teki 18 kişinin tutuksuz yargılanma talebini reddederken, 15 kişiyi serbest bırakmasına savcının yaptığı itirazı da geri çevirdi. Bu, anlamak, görmek isteyen için tablonun çok net çizilmesidir.
Teşebbüs tanımıyla köşeye sıkıştırılmaya çalışılan, ancak yöneticileri serbest kalan tarafın temizliği ortadadır. Artık TFF'nin ayak sürümesinin anlamı da yoktur. Bir çift söz de sair kulüplere. Sizlerin, başkanınız, yöneticileriniz tutuklanacak kadar bir hadiseniz olsaydı, yüzde bir milyon şu anda Bank Asya'da idiniz, elinizde ne kadar kupa varsa da geri alınmıştı. Peki siz neden TFF'nin bu yaklaşımını destekliyorsunuz?
Bu kirli sistemin nerelerinden memnunsunuz?
Bu çarpık düzen değişirse neler kaybetmekten korkuyorsunuz?
Medya ayağı çok farklı
Bugün Türk futbolu için çok korkunç bir hipotez konuşuluyor kenarda köşede.
Menajerlik sistemi üzerinden işleyen tuhaf bağlantılardan, bir "establishment"tan, bir nevi gizli teşkilattan söz ediliyorsa, çok ciddi düşünmek gerekir.
Spor kulüplerinin fahri ya da profesyonel yöneticilerini, teknik adamları, oyuncu transferlerini belirlemeye çalışan bir düzenek şüphesi var futbolumuzun üzerinde.
Bu oluşumun genişlemesi ile kupaların gideceği adreslerin, paraların birikeceği hesapların sabitlenmesine, hatta bahis ayarlamalarına çalışıldığını söyleyenler var.
Bu doğruysa ve bu kez de önü alınmazsa vebali TFF'nin üzerine kalır, yazıktır, günahtır, zulümdür...
Gelelim "Medya Ayağı" denen duruma. Medyanın hangi kısmının bu şike olayının ne kadar içinde olduğunu bilemeyiz, speküle de edemeyiz. Ancak yıllardır net olarak gördüğümüz bir şey var ki, futbola ve gelirlerine egemen olmaya kalkan bazı kulüplerin desteğiyle çok büyük paralarla yorumcu kadrolarına atanan isimler var.
Muhabirler, sayfa çalışanları ve diğer elemanlar karın tokluğuna çalışıp "Akbil'e 10 kuruş zam yapıldı" diye telaşlanırken, yazdığı taraflı yazılarla, ekranlardaki tarafgir yorumlarla çok lüks hayatlar yaşayanlar var.
Bu mertebelere layık görülenler, bu kirli düzenin sürdürülmesine bilerek ya da bilmeyerek payanda oluyorlar. Gazeteciliğe yakışmaz...
Bugün TFF heyeti UEFA ile görüşüyor. Ne sonuç çıkacağını birlikte göreceğiz.
Ancak hâlâ bazılarını korumak adına, Türk takımlarının Avrupa kupalarından, Milli takımların da uluslararası turnuvalardan men edilmesi riskini göze alabileceklerini sanmıyoruz.
Herkesin görevini yapmaya çalıştığı ortamda TFF'nin ve çiçeği burnunda başkanının görevden kaçması olanaksızdır. Ya görevini ivedilikle ve kararlılıkla yapacaktır ya da "Ben yapamıyorum" deyip hemen istifa edecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.