Mantıklı olalım
Bir talihsizliği ya da olumsuzluğu yazının hemen başında belirterek gireyim; sezonun başında neyi anlamlı kılmak istiyorsa onun tam tersi bir görünümde artık Galatasaray. Doğan Koloğlu "Attacking Football!" derdi. Hücum futbolu yani, atak futbol... Baros, Kewell ve onlara ek Arda ile ileride çoğalarak 'boğmaca' yapacak bir ekipten söz ediliyordu. Buna ilerleyen günlerde Keita katılınca dörtlü, mahşerin atlıları gibi olacaktı. Beşiktaş maçında son dakikalarda Jo'nun katıldığı andan itibaren artan hücum gücünü, oyun karakterini düşünün sarı-kırmızılıların, Elano'yu da bir kenarda tutalım. Önce Elano ardından Keita düştü. Elano biraz toparlandı şimdi Keita'yı bekliyoruz, ilk günlerine duyduğumuz özlemle hem de. Galatasaray bugün ileride basarak oynayan değil defansında sağlam duran bir takım hüviyetindedir artık. Oysa orta sahasının yaratıcı ileri hattının üretici olduğu bir sarı-kırmızılı takım hayaliydi sezon başındaki.
Son 7 haftaya bakın
Buna teknik direktörün her maç için farklı kadro arayışları da eklenince şöyle düşünmeye başladık; hiç mi başka kurgu olmaz bir teknik adamın kafasında? -Son 7 haftanın kadrolarına bakın!- O çok okuyan ve Sabri'nin bile kitapla haşır neşir olmasını isteyen adamın kafası hepsinden daha karışıkmış aslında. Ama bir kurgunun karşıtı ya da biri tutmazsa taktiğin diğerini denemenin de bir adabı bir düzeyi var. Edepsizlik- düzeysizlik edildi demeye mi getiriyorum? Hayır, bin kere hayır. Ama artık bir şeylerin maya tutmuş olmasını beklemek gerekir değil mi? Yazanı, yorumlayanı ve de takım taraftarlarının muradı budur benim bildiğim. Bir ekibin neler yapacağını üç aşağı beş yukarı en baştan bilmek duygusunu geliştirmek bir anlamda teknik ekibin moral geleceği için de gereklidir, elzemdir hatta. Çünkü futbol, ne olacağını bilemeyen bir insan topluluğunda taraftarlık duygusunu köreltir olsa olsa.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.