Sonunda anladı!

Maçtan önceki basın toplantısındaki sorulara Mourinho'dan gelen hafif "kibirli" cevaplar, aslında hangi takımı çalıştırdığının farkına varması için gerekçe oldu. Kadıköy'de, uzun zamandır taraftarın beklediği "kazanmak için oynayan" Fenerbahçe'yi seyrettik. Vücut dili çok önemli. Yenik duruma düştüklerinde bile sahada vazgeçen tek kişi yoktu. Bu ruh hali tribünleri peşlerinden getirdi. Müthiş bir baskı kurdular. Manchester kalecisi Onana "kedi yutmuş" gibi oynamaya başladı. En-Nesyri her dakika geçişinde takımın yeniden santrafor haline geldi.


Takımı başkalaştıran en önemli oyuncu Tadic'ti. Kariyer maçı oynadı adeta. "Yangın anında basınız" düğmesi gibiydi. Tekniği ve aklı ile kriz anlarına müdahale etti, arkadaşlarının yardımına koştu. Lig performansı aslında Manchester United'dan daha fazla baskı yarattı takım üstünde. Üstüne gittiğinde dağılan bir rakip buldular karşılarında ama, beraberlik sonrasında yine topun rakipte kalmasına izin verdiler.


Mourinho kırmızı kart gördü. Maçın hakemi öyle kritik noktalarda aleyhte düdükler çaldı ki, biraz tecrübeliyseniz çok iyi anlarsınız. Fenerbahçe baskıyı kuruyor, bir alakasız faul geliyor. Osayi'ye darbe geliyor, havalara bakıyor. Net penaltısının gümbürtüye gideceğini anladığında Mourinho kendini gösterdi. Baskıyı artırdı ama öylesine şartlanmışlar ki, Manchester'e kaybettirmeyeceklerdi maçı. Maçın krizi zadece Fenerbahçe üstüne değil. İngilizler de iki beraberlik ile geldikleri Kadıköy'den çıkış umdular. Fakat Fenerbahçe onları geri itecek tempoyu yapamadı. Kendi krizi, rakibinin korkularını geri itti.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.