Tabela konuştu herkes sustu
Ne yaparsanız yapın, arkanızdaki tabelada 'galip' yazmıyorsa, kimseyi ikna edemezsiniz. Aykut Kocaman'ın Alanyaspor maçının ardından çizdiği hedef ile sezon başından beri uğraştığı aynı şey olduğu halde, kendi taraftarını bile 'inananlar' sınıfına geçirmesi için tabeladaki yazıyı değiştirmesi gerekti.
"Başakşehir maçındaki oyunu geliştirirsek, Avrupa Ligi'ni kazanabiliriz" cümlesi kolay kolay kurulmaz.
Bunu Aykut Hoca'ya söyleten, hedefin dinamiklerinin bir araya toplandığını görmesidir.
Önce sistemi uygulayacak bir kadro, ardından bunu destekleyecek bir yönetim, sabredip tribünleri dolduracak taraftarlar...
Başakşehir performansı tüm Fenerbahçelileri 'yaparlar' noktasına getirdi, Beşiktaş maçı öncesinde de kendilerine olan güven tavan yaptı.
İki ön libero mu dedin!
Gürkan Kubilay bu oyun için devre arasında çok ağır yüklenme yapıldığını söyledi. Fenerbahçeli oyuncular daha güçlü olmalarına gerektiğine ikna edildiler ve iyi çalıştılar.
Sert maçlarla birlikte adale sakatlıkları alınacak riskler arasındaydı.
Eksiklere rağmen de Trabzonspor ve Gençlerbirliği maçlarında galibiyeti kaçırdılar.
Koşan takımın, oyuncu kalitesinin de yükselmesi, Aykut Kocaman'ın bahsettiği "Türkiye değil, Avrupa şampiyonluğu" hedefini de 'olabilir' şıkkına taşıdı.
Şimdi Valbuena da konuşulmuyor, iki ön liberodan da bahseden yok, 'defansif' futbolu da ağızlarına almıyorlar.
Korkunun getirdikleri
Tüm imkansızlıklara rağmen F.Bahçe'nin sahada 'hükmeder' hale gelmesi, rakipleri de telaşlandırdı elbette. Üç sezondur meydan boştu, irade taşıyan bir yönetim yoktu, hataların da sayısı bilinmiyor. Sezon başladığında Fenerbahçe yine şampiyonluk adayı değildi, sekizinci hafta geçildiğinde de kimse konuşmuyordu.
'Suni' puan farkı eridiğinde şöyle bir irkildiler. Hakemlerin adaletinden bahsedilip, düdüklerin standartlı olması için bayrak açıldığında da panik başladı. Koca Beşiktaş takımı, 1-1'lik beraberliği yanlış bir sarı karta bağladı.
Hıncal Abi tek tek yazdı
Puan kaybettiği maç sonrasında, Fenerbahçe derbisinin demeçlerini veriyorlardı. Onları bu noktaya getiren, Başakşehir'i yenen takımdı aslında. Galatasaray tarafı Halis Özkahya'yı 'dümdüz' etti. Penaltı kararı yüzünden... Üstelik kararın 'haklı' olduğu anlaşıldığı halde.
Hıncal Abi (Ulu��) nefis bir Fatih Terim analizi yaptı; hataları, yanlışları tek tek yazdı. O zaman hakemin doğru kararı sonrasındaki bu yangın neden? Çünkü; bir sonraki hakem bir daha penaltı kararı verirken düşünsün diye... Doğru kararda çıkan fırtınaya bakarsanız, tereddüt nasıl bir linç getirir anlarsınız.
Halis-muhlis
Halis Özkahya, Kadıköy'deki maçlara verilmiyor.
Neden? Çünkü Meireles olayından sonra vereceği kararlar daha da tartışılır hale gelecekti.
Sonuçta; Fenerbahçe büyük zarar gördü. Eğer Seyrantepe veya Dolmabahçe'ye hakemlerin gitmesinde, sakıncalı görünmesinde sorun yoksa, bu kulüplerin böylesine bir adaletsizlik ile karşılanmadığından olabilir mi? Bir de bu açıdan(!) bakalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.