Bükme zamanı
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 03 Ocak 2018, 00:11:45
Devreyi bitirirken, Konyaspor beraberliği sonrasında Aykut Kocaman'ın açıklamalarında bir cümle çok iddialıydı. Maçları 30 dakikalık üç bölüm olarak niteleyen Kocaman, "Son 30 dakikada rakipleri büken bir takım olacağız" dedi.
Katılırız ya da katılmayız ama karşımızda planı olan bir teknik adam var ve bunun için grubunu organize ediyor.
Bu plan içinde başarıya ulaşacağını hesaplayarak, oyuncularının da bu disiplin içinde kalmasını istiyor. Sonuçta maçları performanslar üzerinden değil, ölçülebilir marjlarla değerlendiren bir bakış açışı ile karşılaştık.
Planı net görünüyor
Biraz empati yaptığımızda Kocaman'ın, "Yorumcuların maçı değerlendirmesi ile benim baktığım yer çok farklı" değerlendirmesi de yerine oturuyor. Çoğu maç sonrasında tartışılanlar hep oyunculardır. Valbuena neden oynamadı ya da Giuliano sağ kanatta oynar mı veya Topal ile Souza ikilisi beraber oynarsa takım hücum edemez gibi kalıpların içinden teknik direktörü değerlendirenler çoğunlukta.
Aykut Kocaman ise rakibi analiz ederek, zayıf yönünün üstüne sabırla giden görevlendirme yapıyor. Bunun işlemesi için de kadrosunu değerlendiriyor.
Takımın planla kazanacağına inandığı gibi, bu düzenin içindeki yetenekleri oyuncuların işleri kolaylaştırmasını bekliyor.
17 maç bittiğinde en fazla gol atan ikinci takım Fenerbahçe. Ama "sıkıcı" oynamasından şikayet ediliyor. İlk 60 dakikada ortalama 7 gol pozisyonu üretirken, son 30'a 16 şut sığdıran bir düzendeler. Yani; Aykut Kocaman'ın planı aslında sahada var. Bunun daha mükemmel hale gelmesi için son rötuşların peşine düşüldüğü anlaşılıyor.
Sabırlı oyun vaat ediyor
Aykut Hoca "kazanan" oyunu sahaya getirdi. Bundan sonra Fenerbahçe'nin maç kaybetmesi, ancak son maçta İsla'nın yaptığı gibi çok açık defans hatalarıyla olabilir. Gedik vermeyen ve topu kazandığında da gedik arayan sabırlı bir oyun vaat ediliyor.
Eleştiriler elbette olacaktır. Ama unutulmamalı, "Sattığın kadar alabilirsin" diyen UEFA kelepçesinde, en iyi oyuncularını göndermek zorunda kalmış, santrforunu ancak dördüncü maça getirebilmiş bir takımdan bahsediyoruz.
Üç sezondur krizlerle boğuşan, taraftarına tribün kapatan başkan kararına sahip, yalnızlaşmış ortamdan bu noktalara gelindi.
Kocaman, plan ve üst düzey fizik gücünün getirdiği mücadele ile kendisinden daha iyi şartlara sahip rakipleriyle baş edeceğine inandı, bunu da yaptı, "Şimdi bükme zamanı" diyorsa, ben ona inanırım.
Avcı'nın formülü
NTV Spor'da Nebil Evren'e Beşiktaş maçının taktiğini anlattı Abdulah Avcı. Futbola başka yerden bakmak isteyenler için müthiş bir taktik kurgu söyledi. Beşiktaş'ın hücum planı içinde sağ kanadın öneminin altını çizerek, "Quaresma'yı durdurmak için, topun Quaresma'ya oynanmasını istedik. Bu yüzden önde baskı yaparak topu Pepe'ye yönlendirdik" dedi.
"Nasıl yani?" diyeceksiniz. Avcı'nın formülü basitti: "Beşiktaş topu sola taşıyıp, bir anda atak yönünü değiştiriyordu.
Bu da Quaresma'ya topla boş alanda ve bire bir mücadele imkanı veriyordu. Biz sağda kalarak, onun sırtı dönük şekilde pası almasını istedik." Yani; hepimizin baktığı yerden çok farklı düşünen teknik adamlarımız var.
Ders veriyorlar. Beşiktaşlıların şikayet ettiği kötü Quaresma'ya her teknik adam önlem alıyor. Şenol Güneş'in de artık hücum formülüne yeni bir set oluşturması gerekiyor.