Hayal tacirleri
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 02 Kasım 2017, 00:27:37
İki karar haftaya damgasını vurdu. Gomis ve Valbuena'nın oyundan alınması.
Galatasaray yenildi, Fenerbahçe berabere kaldı. Tüm problem iki oyuncu hakkında teknik adamların inisiyatif alması.
Bu kadar sığ bir tartışma ortamında maçları değerlendirdiğimiz için zaten milli takımımız tel tel dökülüyor, sıralamada 150'nci olan takımlara Galatasaray ile Fenerbahçe eleniyor. Tabelada ne yazıyor; bakıyorlar; ondan sonra da faturası için ya bir hakem kararı aranıyor ya da teknik adam tercihi.
Takımın tümü dökülüyor
"Defans arkasına koşu yapmamız, topu orada tutmamız gerekiyordu.
Gomis bunu yapamadı" diyor Tudor.
Yani: Eren Derdiyok'un kafa vuruşu filelere gitse, 'dahi' olacaktı. Bu eleştiriyi getirenlerin durduk yerde kırmızı kart gören, Belhanda'nın yokluğunda takımı lidersiz bırakan Feghouli'ye kendi hocası bile laf etmiyor.
Valbuena 82'de çıkmış oyundan.
Takım 3-2 galip. Sol kanattan etkili olmaya başlamış rakip ve Aykut Kocaman da hamle yapmış; "Nasıl çıkar?" diyorlar. Sanki iki golü yerken Valbueana sahada yokmuş gibi. Takım bütün olarak dökülüyor, bir oyuncu üstünden, sonuç vurgulanıyor.
Kayserispor'un Rumen hocası Sumudica diyor ki, "Valbuena çıkmasa gol atamazdık"… Zaten diğerlerini de atmadın ki; Umut'a pası rakip veriyor, ikinci golü kendi kalelerine atıyorlar.
Risk almaktan bahsediyor;
3-1 mağlupsun, ne yapacaktın?
Hayal tacirleri; o çıksın-bu girsin sığlığıyla, sadece klişeler üstünden oyunu yorumladıkları için, gelişmeleri de ıskalıyoruz, doğru eleştirileri de.
Sonuçta gelişemiyoruz.
Giuliano kötü öyle mi!
Guiliano meselesi de ilginç. Koşu mesafesine göre karar verdiği için Aykut Kocaman eleştiriliyor. Şutu gol olsa, bunları söyleyecekler miydi? Sadece tabela yapamadı diye Guiliano kötü oldu, tabela yaptığı halde bölgesini kapatmadığı için, takım savunmasında gedik açan Valbuena için "Nasıl oyundan çıktı?" diye konuşuyorlar.
Biraz oyuna dikkat etseler, Fenerbahçe'yi rakip kaleye plan içinde götüren iki oyuncunun; Valbuena ve Guiliano olduğunu görür. Brezilyalı temposuyla topun arkasına da geçiyor, hücuma geçildiğinde hep pas noktası oluyor. Galatasaray derbisinde Janssen'in girdiği pozisyonları hazırlayan da o. Dirar ve Isla doğru kararları verseler, onları da Kayseri maçının yıldızı yapacaktı.
Korkaklarla bu iş olmaz!
Fenerbahçe özeline gelirsek; santrası yapılmayan gol ile 2 puan kaybettiler.
Ama bir gerçek de var; puan farkı 5'e değil, 7'ye düştü. Bu 'sarsak' performans ile şampiyon olamazlar.
Çünkü şampiyon olacak takımlar, uzatma dakikalarında yedikleri gol ile puan kaybetmezler, tam tersi o dakikalarda puanı kazanırlar.
Aykut Kocaman'ın problemi Valbuena'nın oyundan alınıp alınmaması değil, tüm oyuncu grubunun tel tel dökülmesidir. Neustadter'in söylediklerinin üstüne gitsin; "Hiç kimse pas istemedi" diye konuştu.
Korkaklar ile zirveye yürüyemez.
Galatasaray yenildi, Fenerbahçe berabere kaldı. Tüm problem iki oyuncu hakkında teknik adamların inisiyatif alması.
Bu kadar sığ bir tartışma ortamında maçları değerlendirdiğimiz için zaten milli takımımız tel tel dökülüyor, sıralamada 150'nci olan takımlara Galatasaray ile Fenerbahçe eleniyor. Tabelada ne yazıyor; bakıyorlar; ondan sonra da faturası için ya bir hakem kararı aranıyor ya da teknik adam tercihi.
Takımın tümü dökülüyor
"Defans arkasına koşu yapmamız, topu orada tutmamız gerekiyordu.
Gomis bunu yapamadı" diyor Tudor.
Yani: Eren Derdiyok'un kafa vuruşu filelere gitse, 'dahi' olacaktı. Bu eleştiriyi getirenlerin durduk yerde kırmızı kart gören, Belhanda'nın yokluğunda takımı lidersiz bırakan Feghouli'ye kendi hocası bile laf etmiyor.
Valbuena 82'de çıkmış oyundan.
Takım 3-2 galip. Sol kanattan etkili olmaya başlamış rakip ve Aykut Kocaman da hamle yapmış; "Nasıl çıkar?" diyorlar. Sanki iki golü yerken Valbueana sahada yokmuş gibi. Takım bütün olarak dökülüyor, bir oyuncu üstünden, sonuç vurgulanıyor.
Kayserispor'un Rumen hocası Sumudica diyor ki, "Valbuena çıkmasa gol atamazdık"… Zaten diğerlerini de atmadın ki; Umut'a pası rakip veriyor, ikinci golü kendi kalelerine atıyorlar.
Risk almaktan bahsediyor;
3-1 mağlupsun, ne yapacaktın?
Hayal tacirleri; o çıksın-bu girsin sığlığıyla, sadece klişeler üstünden oyunu yorumladıkları için, gelişmeleri de ıskalıyoruz, doğru eleştirileri de.
Sonuçta gelişemiyoruz.
Giuliano kötü öyle mi!
Guiliano meselesi de ilginç. Koşu mesafesine göre karar verdiği için Aykut Kocaman eleştiriliyor. Şutu gol olsa, bunları söyleyecekler miydi? Sadece tabela yapamadı diye Guiliano kötü oldu, tabela yaptığı halde bölgesini kapatmadığı için, takım savunmasında gedik açan Valbuena için "Nasıl oyundan çıktı?" diye konuşuyorlar.
Biraz oyuna dikkat etseler, Fenerbahçe'yi rakip kaleye plan içinde götüren iki oyuncunun; Valbuena ve Guiliano olduğunu görür. Brezilyalı temposuyla topun arkasına da geçiyor, hücuma geçildiğinde hep pas noktası oluyor. Galatasaray derbisinde Janssen'in girdiği pozisyonları hazırlayan da o. Dirar ve Isla doğru kararları verseler, onları da Kayseri maçının yıldızı yapacaktı.
Korkaklarla bu iş olmaz!
Fenerbahçe özeline gelirsek; santrası yapılmayan gol ile 2 puan kaybettiler.
Ama bir gerçek de var; puan farkı 5'e değil, 7'ye düştü. Bu 'sarsak' performans ile şampiyon olamazlar.
Çünkü şampiyon olacak takımlar, uzatma dakikalarında yedikleri gol ile puan kaybetmezler, tam tersi o dakikalarda puanı kazanırlar.
Aykut Kocaman'ın problemi Valbuena'nın oyundan alınıp alınmaması değil, tüm oyuncu grubunun tel tel dökülmesidir. Neustadter'in söylediklerinin üstüne gitsin; "Hiç kimse pas istemedi" diye konuştu.
Korkaklar ile zirveye yürüyemez.