Pozisyonun yok ki
Santrfor peşinde Fenerbahçe… "İki tane yetmez" dedi Pereira. Bir metre yakınlaştıklarında, "Hangisi önce vuracak" diye beklediğimiz iki tane "arızalı" yetmezmiş gibi, üçüncü "gerginlik" katılacak kadroya. Doumbia'nın kiralanması söz konusu. Yedek beklemeyi kabul edecek ve hatta tribünde olmaya da aldırmayacak bir "hassas yapı" söz konusuyken üstelik. Dumbia oynayarak döndü Roma'ya. Rusya'da goller attı, asistler yaptı. Yani öyle, "sen gel, bize gerektiğinde destek ol" denecek bir karakter değil.
Bütün bunlar bir tarafa, iki tane gol kralınız varken, oyun kurgunuz rakip ceza alanı içinde plana sahip değil. Üç santrforla da oynasanız, onları pozisyona sokamayacaksanız, Dumbia veya bir başkası sadece problemleri büyütür.
Fernandao-Van Persie
Pereira'nın hangi santrforuyla oyuna başlaması gerektiği hemen her maç öncesi tartışıyoruz. "Saha ağır Fernandao oynasın" veya "Rakip zayıf Van Persie formayı giymeli" gibi fikirler yürütüyoruz.
Portekizli, şartlara çok bakmıyor, Fernandao'yu "birinci" yapmış durumda.
Esasında haklı. Takımın hücum düzeni "direkt oyun" üstüne. Topu rakibe doğru fırlatıp, ortalayıp, baskı yapıp kullanıyorlar.
Düzen akıl yerine "kaos" arıyorsa, Persie'nin orada işi yok. Orayı itip-kakıp, top önüne geldiğinde de sadece vuracak biri lazım.
Van Persie, Reha Kapsal'ın deyimiyle "oyun tekniğine" de sahip bir futbolcu.
Yani; akıl ile oynuyor, doğru yere koşuyor, çevresindekilere perde oluyor, pas veriyor, asist yapılyor. Teknik adam"oyun" istiyorsa Persie'yi seçer. "Kaos"tan faydalanacaksa, bu isim Fernandao olur.
Doğru akıl
Antalya maçına U21 ile çıktı Fenerbahçe.
Vitor Pereira çok mantıklı ve kibirden uzak bir karar ile yanına, o çocukların hocası Şenol Çorlu'yu oturturdu. "Onları sen daha iyi tanıyorsun" diyerek.
Tebrik etmek gerekir.
Oyuncularını ne yediklerine kadar dikkat ederek, titizlikle yetiştiren Şenol Çorlu da, bilime inanmadığı söyleyen bir teknik adamın muhtemel etkilerinden takımını korumayı başardı. Ona da tebrikler.
Para, para, para
Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, futbolumuzun yeniden yapılanması adına, çok önemli isimler ile yöneticileri buluşturdu. Maddi çıkmazdan nasıl çıkabileceklerini konuştular.
Yeni gelirler yaratmak, pastayı büyütmek, sponsorları işin içine daha istekli katmak adına fikirler yürütüldü.
Kulüplerin banka borçlarının devlet bankaları tarafından yapılandırılması ve 10 yıla vadelendirilmesi için de çalışılıyor.
İşin ironisi, bu konuşmaları dinleyenler arasında kulüplerini batıranların da olması.
Borç-alacak ilişkisindeki zincirleme etki nedeniyle, birlikte suyun dibine kadar gidiyorlar. Şimdi en ağırdan kurtulalım da, yüzeye çıkma şansımız olsun diye uğraşıyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.