Ya yapacaksın ya da bulacaksın
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 05 Eylül 2015, 00:27:37
Zaten gurup üçüncüsünün bile gidebildiği bir Avrupa Şampiyonası'na katılamama tehlikesi ile karşı karşıyaysak, tıpkı Letonya maçında olduğu gibi beklemediğimiz sonuçları aldığımız için. Bu nedenle oturup, "Vay büyük sürpriz" veya "Bugün şanssız günümüzdeydik" gibi aldatıcı bahaneleri dinlemememiz gerekiyor.
İzlanda maçında hazır değil, Çekler önünde şanssızdık. Ama 1-1'lik Hollanda deplasmanı sonrasında, "Gerçek gücümüzü gösterdik" diyordu Fatih Terim.
90 dakika tek kale oynayan rakibe karşı, orta sahayı geçmeyen takımı için bu yorumu yaptı. Şimdi aynısını Letonya'nın hocası söylese, katılır mıydı bu fikre?
Denedik ama beceremedik
Sorunumuz da bu; ne olduğumuzu göremiyoruz.
Üstelik, kendimizi olduğumuzdan daha iyi, güçlü ve büyük göstermekten de çekinmiyoruz. Teknik adamı, futbolcuları dinleyenler de buna inanıyor.
Daha büyük tehlike Dünya Kupası'ndaki rakiplerimiz belli olduğunda, "Şanslı bir gruba düştük" diyen Fatih Hoca ve federasyon yetkililerinin, gerçekten bu görüşlerine inanmalarıdır.
Letonya maçını da tek kale oynadık.
Denedik ama beceri noktasında hep eksik kaldık. Kapanan rakibi açacak taktiksel bir kurgu sezmedim ben. Daha çok oyuncuların iç güdüleri ile oyun yönlendi.
Arda Turan'ın maç kondisyonun eksikliği, sorumluluk alan, tavır koyan "önemli" oyuncu beklentimizi de sıfırladı.
Kafalara cesaret eklenmemiş
90'da golü yemesek de atsaydık;. bugünkü ruh halimiz çok daha farklı olacak, motivasyonumuzu yüksek tutabilecektik.
Halbuki, tabelada yine 1-1 yazacaktı. Terim'in şikayet ettiği defans anlayışından, yediğimiz gole gözümüzü çevirelim. Sabala vuruyor ve onu karşılayan Serdar arkasını dönerek müdahaleye çalışıyor. Toptan korkuyor. Topun ona çarptığında canını acıtmasından çekiniyor.
Yani; aslında defansımız doğru yerde ama cesaret eklenmemiş kafalarına.
O yüzden "Ben daha iyi yaparım" diye bir görevi kabul ediyorsan, ya daha iyi yapacaksın, ya da daha iyi yapacakları bulacaksın.
İzlanda maçında hazır değil, Çekler önünde şanssızdık. Ama 1-1'lik Hollanda deplasmanı sonrasında, "Gerçek gücümüzü gösterdik" diyordu Fatih Terim.
90 dakika tek kale oynayan rakibe karşı, orta sahayı geçmeyen takımı için bu yorumu yaptı. Şimdi aynısını Letonya'nın hocası söylese, katılır mıydı bu fikre?
Denedik ama beceremedik
Sorunumuz da bu; ne olduğumuzu göremiyoruz.
Üstelik, kendimizi olduğumuzdan daha iyi, güçlü ve büyük göstermekten de çekinmiyoruz. Teknik adamı, futbolcuları dinleyenler de buna inanıyor.
Daha büyük tehlike Dünya Kupası'ndaki rakiplerimiz belli olduğunda, "Şanslı bir gruba düştük" diyen Fatih Hoca ve federasyon yetkililerinin, gerçekten bu görüşlerine inanmalarıdır.
Letonya maçını da tek kale oynadık.
Denedik ama beceri noktasında hep eksik kaldık. Kapanan rakibi açacak taktiksel bir kurgu sezmedim ben. Daha çok oyuncuların iç güdüleri ile oyun yönlendi.
Arda Turan'ın maç kondisyonun eksikliği, sorumluluk alan, tavır koyan "önemli" oyuncu beklentimizi de sıfırladı.
Kafalara cesaret eklenmemiş
90'da golü yemesek de atsaydık;. bugünkü ruh halimiz çok daha farklı olacak, motivasyonumuzu yüksek tutabilecektik.
Halbuki, tabelada yine 1-1 yazacaktı. Terim'in şikayet ettiği defans anlayışından, yediğimiz gole gözümüzü çevirelim. Sabala vuruyor ve onu karşılayan Serdar arkasını dönerek müdahaleye çalışıyor. Toptan korkuyor. Topun ona çarptığında canını acıtmasından çekiniyor.
Yani; aslında defansımız doğru yerde ama cesaret eklenmemiş kafalarına.
O yüzden "Ben daha iyi yaparım" diye bir görevi kabul ediyorsan, ya daha iyi yapacaksın, ya da daha iyi yapacakları bulacaksın.