Jübile değil; veda maçı
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 15 Nisan 2015, 00:19:33
Alex'e karşı olan tavır konusunda Aziz Yıldırım'ın yanındayım. Alex'in veda toplantısında söyledikleri de bu yönde zaten. İyi bir profesyonel olarak davrandı.
Daha para kazanacakken, bu işi en iyi yapabilecek ortamı istedi kendine. "Fenerbahçeliyim" demesi bana inandırıcı gelmiyor. Öyle hissetseydi; sekiz yıl oynadığı, kaptanı olduğu, heykelinin dikildiği kulüpte, başkanın hapiste olduğu bir anda; "alacağım yok" kağıdını imzalamamazlık etmezdi.
Ama bizim böyle düşünmemiz, Alex'in bir "veda" maçını hak etmediği anlamına gelmiyor. Çünkü taraftar onu seviyor ve sarı-lacivertli forma ile uğurlamak istiyor. Eğer taraftar bunu istiyorsa yapacaksınız.
Para verip oynattınız ama onun sayesinde parayla yapamayacağınız şeyler de kazandınız. Alex ile taraftar bir jübile maçında değil, "veda" karşılaşmasında, hasılatın futbolcuya değil, Fenerbahçe ile ilgili birimlere verileceği bir gösteride kucaklaşmalı.
***
Necip'e hayran oldum
Çocuğun babasının yazdığı mektupla öğrendik. Fenerbahçe maçı seremonisine çıkarken, elini tuttuğu maskot, Beşiktaşlı Necip Uysal'a, "Şimdi ben Beşiktaşlı mı oldum" diye tereddütle soruyor.
Necip çocuğun gözlerindeki travmayı görüyor ve "Olur mu? Esas senin elini tuttuğum için ben Fenerbahçeli oldum" cevabını veriyor. Maskot mutlu, kısacık hayatının belki de en güzel anlarını yaşıyor.
Necip Uysal'a hayran oldum. O kısacık anda bu travmayı fark edip, böyle hızlı ve onurlu bir cevap vermesiyle de zekasına da hayran oldum. Onun gibi davranacak, acıtmayı düşünmeden, onarmanın peşine düşecek akıllara ve vicdanlara çok ihtiyacımız var. Necip'i yetiştiren anababaya da teşekkürler. Çünkü aile terbiyesi ile bu görgü kazanılır.
***
Şiddetin kaynağı
Bu kadar öfkeli bir ülke olmamızın çok nedeni var. Şiddeti körükleyen, ortaya çıkaran temeller bunlar.
Bir de sportif rekabeti, düşmanlığa çeviren sözler ve yazılar elbette. Zaten siniri burnunda insanları, top direklerin arasından geçmeyince hedeflere yönlendiren, sorumsuz sorumlular.
Cumhurbaşkanımız, hepsini karşısına dizecek. Çok da iyi yapacak. Onun konumu bir devlet büyüğünün ötesinde futbol dünyası için bir "baba" gibi.
Söz ile uslanmayanlara, ihtar ile ikinci hamleyi yapacaktır. Sonrası atasözümüzde var zaten.
Sürekli bağıran-çağıran ve hakaret edenler, ya bu tavırlarından vazgeçip sportif çizgiye gelecekler, ya da gidecekler.
Gri bölge kalmadı artık.