Takke düşüyor
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 12 Ocak 2015, 01:11:57, Güncelleme: 12 Ocak 2015, 09:42:30
Yıldırım Demirören 14/14'ü açıklarken, mali kriterlerin altını iyice çizdi. "Biz bu alanı açıyoruz ama kafanıza göre dolduramazsınız. Önce ekonominizi ayarlayacaksınız, sonra transfer yapacaksınız" demek istedi.
FİFA veya UEFA'ya 500'e yakın dosya gönderen yöneticilerin başkanlığını yaptığı ülke futbolunun. Dizginler ele alınmadıkça, daha büyük karanlıklara yürüyeceğini iyi biliyor. Çünkü kendisi de yaşadı aynı dönemleri. "Mali kriterler" önemli. Bugün Ankaragücü neden başını kaldıramıyor. Malatyaspor'un geldiği yer neresi? Diyarbakır veya Erzurumspor niye ortalarda yok? Hepsi kötü para yönetimleri nedeniyle oldu. Denetlenmediler, harcadılar, borçlandılar ve ödeyemediler. Bugün kriterlere göre 127 profesyonel takımın 120'si transfer yapamıyor. Mayıs'a kadar düzelirlerse, yapacaklar.Bu dersi sadece kulüpler olarak değil, toplum olarak iyi görmemiz ve anlamamız gerekiyor.
Harcanan para taraftarın umurunda değil. Onlar sahaya bakıyorlar, takımlarının kazanmasını istiyorlar. Bu nedenle yıldızlarla dolu bir kadronun peşindeler. Kulüp borca batmış, akıllarına bile gelmiyor. Hatırlayacaksınız; geçen sene bu zamanlarda Ünal Aysal, 40 milyon euro'luk bir transfer harcaması yaparak, yurt içinden ve dışından oyuncular getirdi. Levent Tüzemen'e, "Sezon sonu transfer yasağı gelebilir, bu yüzden yaptım" demiş. O da A Spor'daki programda açıkladı.
Taraftar yıldız ister
Yeni yönetim bu paraları ödemeye, bu futbolculardan kurtulmaya çalışıyor.
Aysal, o zaman neden tedbirli davranmadı veya o zaman ki denetleme kurulu neden bu kadar para harcanmasına izin verdi? Ya da bu oyuncular alınırken Galatasaray ile ilgili kalem oynatan kaç kalem, "Ne yapıyorsunuz?" diye sordu!.. Bu nedenle hepimizin bu dersi alması gerekiyor. Başta büyük takım taraftarlarının, medyasının ve kongre üyelerinin.
Denetleme Kurulları!
Yer kongrede yönetim ve başkan ile birlikte kurullar seçilir. Denetleme Kurulu önemlidir; çünkü harcamalara bakar. Bir usulsüzlük varsa, bütçe aşımı olmuşsa; uyarır, raporuna koyar, kongre üyelerine akıl verir. Bugüne kadar Denetleme Kurulları'nın mevcut başkanı veya yönetimi eleştiren, "Yanlış yaptılar, biz bu harcamaları onaylamıyoruz" dediği kaç haber okudunuz. Hepsi de biliyor ve görüyor usulsüzlükleri. Ama ya başkanın adamı olduklarından, ya da korktuklarından uyarma görevini yerine getirmiyorlar. Bir şey diyecekleri varsa da, kimsenin anlayamayacağı şekilde kelimelendirip, dip nota düşüyorlar. Bence Dernekler Masası, mali kriterlere uymayan kulüplerin denetleme kurulları hakkında savcılığa şikayette bulunmalı, görevlerini yapmadıkları için cezalandırılmalarını istemeli. Hatta kulüplerin Yüksek Divan Kurulu başkanlıkları bunu ihbar etmeli, üyeler adına görev yapanları; yalanları gizlemekle itham edip, hem ihracını istemeli, hem de mahkemeye göndermeli.
Aziz Yıldırım ne dedi?
Aziz Yıldırım mali kriterlerin uygulanması halinde havuzdan çıkacaklarını söyledi. Bunu rakamlandırıp, 80 milyon dolar eksik kazandıklarını, bu parayı almaları halinde kriterleri yerine de getirebileceklerini söyledi.
Kulübe CEO getirmek isterken, "Bugüne kadar, ben dahil hepimiz bakkal dükkanı gibi yönettik" diyen Aziz Yıldırım'dı. Gelen CEO bir yıl dolarken kaçtı, gitti. Kazandığından çok harcadığını bu sözleriyle itiraf da etti başkan. Şimdi de, "Ey taraftarlar transfer yasağı gelirse bizim plansızlığımızdan değil, havuzdan gelen paranın azlığından" demek istiyor.
Yıldırım da görüyor
Kombineyi kendisi sattırmıyor
Taraftarın gelmemesi Passolig nedeniyleymiş.
Öyle diyor. Okul açık'a bilet ve kombineyi kendisi sattırmıyor.
Passolig'in olmadığı kupa maçlarında bilet sattırmıyor, en ucuzunu da 50 lira yapıyor. "Sayısı düştü" dedidiği, "kombineleri aleyhinde tezahürat yapıldı" diye kendisi iptal ettirtiyor, geri verirken taahhütname imzalattırıyor. "Tek Fenerbahçe var" diyor ama kendisinin dediği dışında konuşanları, bağıranları, Fenerbahçeli saymıyor.
Mayıs'ta kongre var. Geri sayım sürüyor. Bileti-kombinesi olduğu halde Fenerbahçeliler maçlara gelmiyor.
Beyaz mendilin yerine, boş koltukları koydular; aslında "yeter" diye mesaj veriyorlar. Aziz Başkan bunları görüyor, bahanesini başka türlü aktarıyor.
FİFA veya UEFA'ya 500'e yakın dosya gönderen yöneticilerin başkanlığını yaptığı ülke futbolunun. Dizginler ele alınmadıkça, daha büyük karanlıklara yürüyeceğini iyi biliyor. Çünkü kendisi de yaşadı aynı dönemleri. "Mali kriterler" önemli. Bugün Ankaragücü neden başını kaldıramıyor. Malatyaspor'un geldiği yer neresi? Diyarbakır veya Erzurumspor niye ortalarda yok? Hepsi kötü para yönetimleri nedeniyle oldu. Denetlenmediler, harcadılar, borçlandılar ve ödeyemediler. Bugün kriterlere göre 127 profesyonel takımın 120'si transfer yapamıyor. Mayıs'a kadar düzelirlerse, yapacaklar.Bu dersi sadece kulüpler olarak değil, toplum olarak iyi görmemiz ve anlamamız gerekiyor.
Harcanan para taraftarın umurunda değil. Onlar sahaya bakıyorlar, takımlarının kazanmasını istiyorlar. Bu nedenle yıldızlarla dolu bir kadronun peşindeler. Kulüp borca batmış, akıllarına bile gelmiyor. Hatırlayacaksınız; geçen sene bu zamanlarda Ünal Aysal, 40 milyon euro'luk bir transfer harcaması yaparak, yurt içinden ve dışından oyuncular getirdi. Levent Tüzemen'e, "Sezon sonu transfer yasağı gelebilir, bu yüzden yaptım" demiş. O da A Spor'daki programda açıkladı.
Taraftar yıldız ister
Yeni yönetim bu paraları ödemeye, bu futbolculardan kurtulmaya çalışıyor.
Aysal, o zaman neden tedbirli davranmadı veya o zaman ki denetleme kurulu neden bu kadar para harcanmasına izin verdi? Ya da bu oyuncular alınırken Galatasaray ile ilgili kalem oynatan kaç kalem, "Ne yapıyorsunuz?" diye sordu!.. Bu nedenle hepimizin bu dersi alması gerekiyor. Başta büyük takım taraftarlarının, medyasının ve kongre üyelerinin.
Denetleme Kurulları!
Yer kongrede yönetim ve başkan ile birlikte kurullar seçilir. Denetleme Kurulu önemlidir; çünkü harcamalara bakar. Bir usulsüzlük varsa, bütçe aşımı olmuşsa; uyarır, raporuna koyar, kongre üyelerine akıl verir. Bugüne kadar Denetleme Kurulları'nın mevcut başkanı veya yönetimi eleştiren, "Yanlış yaptılar, biz bu harcamaları onaylamıyoruz" dediği kaç haber okudunuz. Hepsi de biliyor ve görüyor usulsüzlükleri. Ama ya başkanın adamı olduklarından, ya da korktuklarından uyarma görevini yerine getirmiyorlar. Bir şey diyecekleri varsa da, kimsenin anlayamayacağı şekilde kelimelendirip, dip nota düşüyorlar. Bence Dernekler Masası, mali kriterlere uymayan kulüplerin denetleme kurulları hakkında savcılığa şikayette bulunmalı, görevlerini yapmadıkları için cezalandırılmalarını istemeli. Hatta kulüplerin Yüksek Divan Kurulu başkanlıkları bunu ihbar etmeli, üyeler adına görev yapanları; yalanları gizlemekle itham edip, hem ihracını istemeli, hem de mahkemeye göndermeli.
Aziz Yıldırım ne dedi?
Aziz Yıldırım mali kriterlerin uygulanması halinde havuzdan çıkacaklarını söyledi. Bunu rakamlandırıp, 80 milyon dolar eksik kazandıklarını, bu parayı almaları halinde kriterleri yerine de getirebileceklerini söyledi.
Kulübe CEO getirmek isterken, "Bugüne kadar, ben dahil hepimiz bakkal dükkanı gibi yönettik" diyen Aziz Yıldırım'dı. Gelen CEO bir yıl dolarken kaçtı, gitti. Kazandığından çok harcadığını bu sözleriyle itiraf da etti başkan. Şimdi de, "Ey taraftarlar transfer yasağı gelirse bizim plansızlığımızdan değil, havuzdan gelen paranın azlığından" demek istiyor.
Yıldırım da görüyor
Kombineyi kendisi sattırmıyor
Taraftarın gelmemesi Passolig nedeniyleymiş.
Öyle diyor. Okul açık'a bilet ve kombineyi kendisi sattırmıyor.
Passolig'in olmadığı kupa maçlarında bilet sattırmıyor, en ucuzunu da 50 lira yapıyor. "Sayısı düştü" dedidiği, "kombineleri aleyhinde tezahürat yapıldı" diye kendisi iptal ettirtiyor, geri verirken taahhütname imzalattırıyor. "Tek Fenerbahçe var" diyor ama kendisinin dediği dışında konuşanları, bağıranları, Fenerbahçeli saymıyor.
Mayıs'ta kongre var. Geri sayım sürüyor. Bileti-kombinesi olduğu halde Fenerbahçeliler maçlara gelmiyor.
Beyaz mendilin yerine, boş koltukları koydular; aslında "yeter" diye mesaj veriyorlar. Aziz Başkan bunları görüyor, bahanesini başka türlü aktarıyor.