Yanal takımı
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 14 Mayıs 2014, 00:05:33, Güncelleme: 14 Mayıs 2014, 01:24:36
Şimdi; şampiyon olan Ersun Yanal'ın bile devam edip etmeyeceği belli değil.
Fenerbahçe, Aykut Kocaman ile 65 maçın 64'ünü oynadı. Bu müthiş performansı üçüncü senesinde yakalayabildi. Üstelik Fenerbahçe'nin içinde doğup büyüdüğü halde.
Ersun Yanal, ligdeki kariyerine rağmen, Fenerbahçe'de geçirdiği ilk yılda muhtemel problemleri en dipte yaşayarak geçirmeyi başardı.
Aziz Yıldırım ile çalışmak da kolay değil, Fenerbahçe gibi her biri deve dişi olan futbolcu grubunu yönetmek de… Bir de bunun üstüne medya ve taraftar baskısını ekleyin.
Sudan çıkmış balık!
İlk yılda adamı sudan çıkmış balığa çevirirler. Ersun Yanal gibi şampiyon olmaya da mecbursanız, manevra alanınız yok demektir.
Bu yüzden Ersun Yanal kendi takımını kuracağı, kendi düzenini ve sistemini yerleştireceği dönemin eşiğine geldi şimdi.
Şampiyon hoca olarak eli kuvvetli, daha inandırıcı ve tolerans haklarına sahip. Daha kolay risk alabilir, her şey bir tarafa daha kolay "rest" çekebilir.
Aynı şartlar Roberto Mancini ve Slaven Bilic için de geçerli.
Onlar da bir dönemi yaşadılar ve öğrendiler.
Hocayı takmazlar
Ancak Aziz Yıldırım bu konuda çok kararlı değil.
Sık sık oyuncularla toplantı yaptığını, bire bir görüşmeler gerçekleştirdiğini duyuyoruz. Eğer Yanal sorgulanıyorsa bu görüşmelerde, hiç devam etmesin şampiyon hocasıyla.
Çünkü onu da, ondan öncekiler gibi "bitirmiş" demektir. Başkana fikir açıklayan oyuncu, teknik direktörü takmaz.
Teknik adam söz geçiremezse, takımı da yönetemez. Ancak başkanın yardımcısı olur. 20. şampiyonluk, dördüncü yıldız için yola çıkılacak. Galatasaray da hamleler yapacaktır.
Fenerbahçe bu sezona sorunlarla başlamamalı.
Ersun Yanal'ın kendi takımını, kendi istediği oyuncularla kurmasına ve performans ibresini biraz daha yukarı taşımak için plan yapmasına izin verilmeli.
Oyuncu imparatorluğu geri dönerse, Fenerbahçe en az bir on yıl daha kaybeder.
I LOVE YOU ALEX
Bu köşenin okuyucuları bilir. Alex benim için iyi bir profesyoneldir. İyi bir Fenerbahçeli değil.
Herkes öyle olduğunu sanıyor ama Alex çok iyi paralar kazandığı 8 yıl sonrasında, sözleşmesinin yenilenmeyeceğini anladığı için kriz çıkarmış, belki de bir şampiyonluğa mal olmuştur.
Şampiyonluk töreninde Alex'e bağırıldı. Tribündeki arkadaşlarım, "Başkan cevap vermeseydi, biz tezahüratı bile duymamıştık" dediler. Bu tezahüratın yeri de değildi zamanı da.
Ama tribüne gelen her taraftarın istediğine sevgi gösterme hakkı vardır. İçlerinden öyle geldiyse, "Niye bağırdınız" denemez. Ama tezahürat gerçekte Aziz Yıldırım'ı protesto etmek içindi.
O konuşmaya başladığında yapıldı. Kararın karşısındakiler belli olsun istendi.
Başkan, yumuşak bir manevra ile bir çıkışı kontrol ederdi. Bunun yerine, çok güzel bir günü mahveden, o güzelim kutlamalar yerine, hakaretlerin akıllarda kaldığı bir konuşma yaptı. Yanlışlar, yanlış ile düzelmez. Bunu biz de anlatamayız artık, muhataplar zaten anlamaz.