Enfeksiyon problemi

Tecrübeyi anlatırken, "Yenilen kazıkların bileşkesidir" demiş, sokağın bilgeleri... Fenerbahçe de bugünün durumunu ve gelişimini daha çok yaşadı. Bir çok kez ikinci yarıya rakiplerinden önde girdiği halde, şampiyonluğu kaybetti. Sonrasındaki faturalarda uzun uzun hakem hataları vardı. Kendileri aleyhine, şampiyon olanın lehine elbette... Neyse bunu geçelim... Hem Aziz Yıldırım, hem de Ersun Yanal tecrübelerin en acısını da tattılar, kötüsünü de. Bu yüzden ne yapmazlarsa, ne olacağını kestirecek bilgiye sahipler. Bugün ortalığa çıkıp, rüzgar yapan demeçler vermiyorlarsa, böyle bir performansı süslü kelimeler ile popülariteye çevirmiyorlarsa, güven ibrelerinin çok hassas olmasından. Öncelikle ne yapmayacaklarını tahmin edelim. Aziz Yıldırım'a düşen en önemli görev oyuncularının ödemeleridir. Burada aksamaya izin vermemeli. Ortalık kızıştığında prim silahını da kullanacaktır başkan... 17'de, 16'nın 11 milyon dolar prim ödeyerek gerçekleştiğini gördü. Ersun Hoca ise düzenindeki eksikler için uğraşacak. İlk 11'de oynamayacak oyuncunun transfer edilmesini istemediğini biliyoruz. Bu nedenle ya tartışılmayacak bir isim gelir ara transferde, ya da hiç olmaz. Yabancı sayısı azaltılıyor. Bu da kadrodaki"mutsuz" oranını azaltacaktır. Handikap değil, avantaj sağlar. Hazırlık maçı sayısını henüz artırmadı. Bu da başka bir işaret, bunu diğer başlıklarda analiz etmeye çalışacağım. Oyunculara düşen en önemli görev de işlerini yapmaya devam etmeleri. Sürekli kazanmak, güveni ve kibiri beraberinde getirdi. Karabük'te bunu açıkça gördük. Özellikle tecrübeli isimlerin, önceki deneyimlerini paylaşmaları ve bu güven artışı, rakibi küçümseme, kendini toptan sakınma gibi ilave enfeksiyonlara ilaç olmaları gerekir.


SALiH UÇAN'IN SEÇiMi!
Yıldız kontenjanına doğru yolu çıkan genç bir oyuncunun, yedek kalması depresyonu peşinden getirir... 19 yaşındaki bir genç kendi içinde ego savaşı verir. Buradan galip çıkarsa zaten yolu açıktır (Bakınız; Cristiano Ronaldo'nun Manchester United günleri)... Beceremezse, küçük takımın büyük oyuncusu olarak anılır, durur (Bakınız: Yusuf Şimşek, Engin Baytar vb) Salih Uçan önemli bir yetenek. Ama Ersun hocadan daha geçer not almadı. Fizik güç olarak onun istediği yere gelmedi. Bunun için ikna edildi, çalışma şartları hazırlandı, gelişim sürecine girdi. Vazgeçmedi yani. Ama ara transferde isteniyor. Rıdvan Dilmen gibi o yollardan geçmiş bir isim, kiralanmasının gelişimine daha büyük katkı yapacağını vurguluyor. Sanıyorum Aykut Kocaman gibi, Ersun Yanal da Fenerbahçe kadrosu içinde, çevresindeki tecrübeli ve yetenekli oyuncularla, antrenmanlarla sınırlı kalsa bile bunun yansımasının daha olumlu olacağı kanaatinde.
Daum gençlere şans vermez
Fakat her şey oyuncuda biter. İçindeki ses Salih'e oynaması gerektiğini, kenarda tutarak kendisine yazık edildiğini söylüyordur. Başkaları ise farklı öneriler getiriyorlar. Bursaspor'un isteği konusunda kısa konuşayım. Önemli ve iddialı bir takım ve coşkulu seyirci her futbolcuya cazip gelir. Ama Daum'un takımlarında gelişme sağlayan, tek bir genç oyuncu hatırlamıyorum. Benim de Salih Uçan'a söyleyeceğim budur...

YANAL VE GENÇLER
İki hazırlık maçının yetersizliğinden bahsettim. Hazırlık döneminde özellikle ligde fazla şans alamayan oyuncuların kendilerini göstermeleri için fırsat bulmaları lazım... Takım için rekabetin artması, teknik adamın da seçeneklerine bir daha bakması için bu maçlar göstergedir. Ama programda "hatır oyunlarının" dışına çıkılmadı. Sezon başı da aynı tablo vardı. Eğriyi, doğruyu bulana kadar Fenerbahçe üç maçta rakiplerine 73 pozisyon verdi... Ersun hoca buna rağmen içine kapalı kalmayı tercih ediyorsa, aslında başka bir karar verdiğini düşünebiliriz. Belki sert ama fazla da eleştiremeyeceğimiz bir nokta. Diyor ki hoca, "Benim oyuncu kazanmak, formsuzu tekrar iyi duruma götürmek gibi öncelikli bir endişem yok. Tek hedefim var; şampiyonluk. Bu nedenle kendini hazır eden, bu noktada verimli olan ile yola devam etmek zorundayım. Kırılan veya üzülen olabilir. Fakat durum bana başka bir seçenek tanımıyor." Benim anladığım mesaj bu. Umarım oyuncuları da farkına varır...