Sinyal vermediler

Son üç resmi maçında Fenerbahçe'nin kalesine atılan şut sayısı 71… Geçici diyebileceğimiz form, fizik güç veya uyum bahanelerini bir kenara bırakırsak, en önemli nedeni sistemin değişmesi. Yanal, tek ön libero ile oynayarak, geçen senenin temeli olan defansif şartları değiştirdi.
4-2-3-1 düzeni yıllardır oynanıyor bu takımda.
Geçen sene şartları zorlayan Aykut Kocaman, son dönemde rakibe 1.5 pozisyon veren bir ekip yaratmıştı. Bu anlayış ile de Avrupa Ligi'nde yarı finale geldi.
Ersun Yanal'ın oyun disiplininden şikayeti yok.
Ama daha ofansif oynamanın peşine düştü.
Planında tek ön libero ile iki stoperin arasını doldurup, elindeki iki orta sahayı öne sürmek, rakip ceza alanına sokmak vardı.
Kağıt üstünde doğru bir hareket. Ama bunu sezon öncesindeki en ciddi deneme şansını Salzburg maçında buldu. Sistemi çöktü.
İkincisinde yine ön tarafta ciddi bir etkisi olmadığı gibi, maçın kahramanı yine kalecisi oldu.
Galatasaray maçıyla da, bu işin böyle yürümeyeceği anlaşıldı.
Krizi geçici görmek, gelişimin zamana yayılacağını hesaplamak doğru bir yaklaşım. Ama bunun için sahadaki 11'in, maçların hiç olmazsa küçük bir bölümünde, "Bunu yaparız" sinyalini de vermesi gerekiyor.
Bireysel ustalıklar dışında, takım olgusunda bu hareketi biz fark etmedik.
Şimdi başlayacak puan karşılaşmaları ve Arsenal oyunlarında, yine aynı tablo ile karşılaşmak muhtemel. Hazırlık maçı sayısını az tutmanın, Topuk Yaylası'nda yalnız kalmanın bedeli bunlar.
Ersun hocanın en azından oyuncuları belli bir form seviyesine gelene kadar, çift ön liberolu ezber düzenine dönmesi, en akılcı yol.
Sonrasında, zaten Holmen ve Emenike gibi iki önemli "düzen" hamlesi ile problemleri de çözmeyi hızlandıracak.

GALATASARAY DiKKAT!
Süper Kupa maçının başka bir matematiği daha var. Galatasaray, 60 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe'ye 18'i isabetli 53 orta, 11'i isabetli 32 şut ile saldırdı.
Bunlardan sadece biri gol oldu.
Yerlerde sürünen bir beceri karnesidir bu. Galip gelmek, kupayı almak elbette güzel. Ama oyunu doğru okumak, eksikleri tespit etmek ve öz eleştiri yapmak da bu işin parçası.
Sakın kimse alınmasın; Drogba'yı çıkardığınızda, Galatasaray'ın ön tarafının ne yapacağı büyük bir bilinmez. Burak'ın Şampiyonlar Ligi performansını söylemesin kimse. Aynı Burak ile ligdeki puan kayıplarını da hatırlasınlar.
Alves atılana kadar Drogba için de "etkili" diyemeyiz. Ama Galatasaray'ın önemli pozisyonlarının hepsinde topun onun ayağına değdiği unutulmasın.
Nasıl ki bir zamanlar Fenerbahçe Alex'e endeksliydi, artık Galatasaray da oyununu tek yıldızı üstüne kuruyor.
İyi markajın arkasından, beklenmeyen sonuçlar gelir.

Kupa kaprisi!

Galatasaray yöneticisi Sedat Doğan, kupa törenine çıkmama kararı aldıklarını ama bakanların araya girmesi ile bundan vazgeçtiklerini söyledi. Doğan, buna neden olarak da kupanın verileceği tribünün Fenerbahçe taraftarlarına tahsis edilmesi olduğunu gerekçe gösterdi.
Attila Gökçe hatırlattı, aynı yöneticiler, 2012 play-off'unun son maçında Fenerbahçe seyircisinin tıklım tıklım doldurduğu Saracoğlu'nda kupayı almak için Başbakan'ı bile devreye sokmuşlardı. Fenerbahçe de bunun bedelini beş maç ceza alarak ödedi.
Hep şikayet ettiğimiz noktadayız.
Standartların yaşanmadığı bir fikir dünyasından, ilkeli kararlar ve düzey bekliyoruz.
Niye gittin?
Süper Kupa maçı biter, bitmez, Aziz Yıldırım stadı terk etti.
Kimseyle konuşmadan, vedalaşmadan.
Sahada 120 dakikalık oyunun 60'ını 10 kişi oynayan, yıldızlarını devreye girdiği maçta sonuna kadar direnmeye çalışan, kötü olsalar bile kötü mücadele etmeyen bir takımı vardı.
Uzatmalardaki tek golle mağlup oldular. Bir topları direkten döndü, rakip kaleci ise maçın adamı oldu üstelik.
En azından onları bu akıttıkları ter için kutlamalı, bu işi Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'a bırakmamalıydı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.