Korkunun endeksi
Aykut Kocaman herkesin "santrfor" diye sayıkladığı dönemde, sağ kanat oyuncusunda ısrarcıydı. Krasic transferiyle de iki yıl rötarla da olsa kafasındaki kurguyu tamamladı.
Krasic stratejik bir oyuncu.
Çünkü hücum organizasyonu ya da temposu Alex'e endekslenmiş bir takımda, rakip kaleye bir başka yoldan gitmenin alternatifi kendisi. Tarzı; dikine oyun.
Ayağına top geldiğinde bir an önce ceza sahasına gitmek istiyor.
Öne koşu yapmak için çok düşünen orta sahalarınız varsa, kanat oyuncularının bu karakterde olması, kurtuluşun reçetesi aslında.
Oyuncu kalitesi yükseldikçe, etkinlik de artacaktır, tehdit olma özelliği de. Stoch solda, Kuyt ortada, Krasic sağda ve arkalarında Alex... İki önemli hücum beki; Gökhan Gönül ve Hasan Ali de kadronuzda. Bu organizasyondan etkilenmeyecek, ürkmeyecek bir rakip yoktur.
Diyebilirsiniz ki: "Bir de santrfor olsa, tam olacak.
Kuyt dışında, Sow, Bienvenu ve Semih Şentürk'ü bir kenara attınız o zaman."
Ya da şöyle diyelim; eğer ceza alanına etkili top taşıyan bir orta sahanız yoksa dünyadnın en iyisini getirseniz neye yarar?
Kocaman, F.Bahçe'yi "endeksli" olmaktan çıkartıyor. Seçeneği bol bir takım haline getiriyor. Bu değişimin sancıları olacaktır.
Alex'in görevi
Avusturya kampının son gününde basın toplantısı yaptı Alex... "Bana yaşlandı diyorlar ama 18 yaşındayken de bu kadar koşuyordum" yorumunu yaptı.
Alex'in önünde şapka çıkartarak durma hakkını elde etmiş milyonlardan biri olarak, böyle bir bakış açısının onu kurtaramayacağını bilmesi lazım.
Alex daha fazla mücadelenin ve takım oyunun içinde olmak zorunda. Yoksa kalitesinin gereği kalmıyor. Aynı Vaslui karşısında olduğu gibi.
Newcastle hazırlık maçında, İngilizler ilk 10 dakika Fenerbahçe'yi duvara yapıştırdığında, hemen orta sahaya geldi, ipleri eline aldı, pas noktası oldu ve takımını yokuş aşağı oynattı.
Vaslui karşısında ise yanından geçen topa ayak uzatamıyordu. Yaptığını gördüğümüz için, bu maç için özel bir durumu olduğunu varsayacağız. İsteksizliğinin nedenini başka noktalarda arayacağız. Çıkarken
surat asma!
Fakat durum net... Alex 35 yaşında.
Enerjisi zorunlu olarak limitli. Çıkacak sahaya yorulana kadar Aykut Kocaman'ın istediği gibi olacak. Brezilya'daki 18 yaşındaki Alex'den vazgeçecek.
Sonra... Hangi dakikaysa artık, 60, 65 veya 70... Dönecek kulübeye, "Ben yoruldum, değiştirin" işaretini verecek. Böylece hem takımı için maksimumu sağlayacak, hem de hayranları onu alkışlarla kenara alacak.
Yoksa... Forma numarası kenardan kalktığında, eğer Alex'in suratı limon satıyorsa, durum her yöne çekilir. Seyirci kahramanının arkasında durur ama takım da bu egonun diyetini öder. Teknik adam diken üstünde oturur, Alex'e "gel" diyemez.
Fenerbahçe'nin huzuru Alex'in yorulana kadar oynamasında ve yorulduğunu kabul etmesinde...
Artık başka seçenek yok.
Helvacı ve Arıboğan
Mehmet Ali Aydınlar federasyon başkanı oldu.
Üç gün sonra süreç başladı.
Şubat başında Aydınlar istifa edene kadar tüm gelişmeleri Mehmet Helvacı&Lutfi Arıboğan ikilisi yönetti. Yılların tecrübesine sahiptiler. Hukuk ve UEFA ilişkileri konusunda uzman olmuşlardı.
Onların senaryosu doğrultusunda gelişti her şey. Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden men edilmesi de 58. madde için genel kurul yapılması da.
Sonra Demirören Federasyonu göreve başladı. Bir toplantı yaptı, kimseye sormadan, danışmadan, onay veya olur almadan 58. maddeyi değiştirdi. UEFA "çıt" çıkarmadı.
Sonrasında Tahkim Kurulu kararı ile sürecin spor hukuku süreci bitti.
Ne küme düşen oldu ne şampiyonluğu kaybeden ne de puanı silinen. UEFA aynı ama federasyon değişince Helvacı ve Arıboğan'ın değişmezleri, Aydınlar'ı yönlendirdiği duruş değişti. Eğer Yıldırım Demirören bunu başarabiliyorsa, bu konunun ve UEFA'nın uzmanı olan ikili bir açık kapıyı bile nasıl bulamıyor?
Aziz başkan kendisine operasyon yapıldığını iddia ediyordu. Bir de Aydınlar'a varmış galiba... Eğer UEFA Disiplin Kurulu dosya hakkında yumuşak geçiş yaparsa, bu hesap sorulur...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.