Esas ihbarcılar!
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 03 Aralık 2011, 00:11:45
Federasyon bu girişim üzerine belgeyi doğruladı, içindekileri yalanladı. UEFA müfettişi Cornu'nun CAS'a gönderdiği rapordaki görüşlerin hiçbir şekilde ifade edilmediğini belirtip, bu konuda UEFA'dan da yanıt beklediklerini söylediler. Şimdi kulaklarımızı Cornu'ya diktik. Bunları ya neresinden uydurduğunu açıklayacak bizlere, ya da duyumlarının ne şartlar altında gerçekleştiğini.
Fenerbahçe ile UEFA arasındaki "haksızlık" mahkemesinde, artık Türkiye Futbol Federasyonu da taraf oldu.
Bu işin bir de öteki tarafı var.
Koca UEFA İcra Kurulu, sadece iki kişinin "olabilir" demesi üzerine, böyle bir hükme nasıl varıyor? Belge yok, bilgi yok, savcı konuşmuyor...
Ortada sadece söylentiler ve medyaya sızdırılan telefon görüşme kayıtları var. Sanıklar bunlara karşı savunmalarını bile yapmamış. Bu konuşmaların denetimi gerçekleştirilmemiş.
Suçsuz görülmesi gerekenler, tutuklandığı için herkesin kafasında bir soru işareti oluşmuş.
Sıfır tolerans zemini
UEFA, "tutuklular şüphe için yeterli" diyebilir. Ama Beşiktaş kulübünün asbaşkanı ile teknik direktörü de tutuklu.
Aynı dönemde Trabzonspor başkanı için yurt dışına çıkma yasağı var. Sıfır tölerans zemininde şartlar aynı yani.
O zaman… Ali Koç'un yaptığı açıklamalardaki ilk görüş; UEFA'nın haddini aşarak konuyu incelemek üzere bir müfettiş göndermesinin üstünde duralım. Acaba kimler, hangi mektupları ve ihbarları yaptı ki Cornu'ya gerek görüldü, Futbol Federasyonu devreden çıkartıldı. Anlıyoruz ki UEFA, federasyonun tarafsız olduğuna inanmıyor, soruşturmanın hasıraltı edilmesinden endişeli.
Peki, Fenerbahçe'yi devreden çıkartılması ve Beşiktaş ile Trabzon'un direkten dönmesi en çok kime yarar sağlayacaktı?
TFF'nin yaptığı, "Türkiye'yi UEFA'ya ihbar edenleri tarih affetmez" açıklamasını hatırlatıp, o günlerdeki gelişmeleri bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim.