Şampiyonluğun karakteri
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 23 Haziran 2011, 23:41:11
Ama şampiyonluğun karakterinde transferin olmadığını, aksine planlamanın vazgeçilmez nitelik kazandığını fark edenler, bugün kupanın da sahibi, rahatlığın da.
Kulübün borç hanesinde yazan rakamlar 200 milyon dolara ulaşıp, geçtikten sonra olsa bile Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da bunun farkına vardı ve müthiş bir transfer politikasını yönetmeye başladı.
Devre arasında, takımı 9 puan gerideyken, sahada ihtiyaç gözükürken bile örnek bir kararın sahibi oldu. Oyuncu almadı, transfer için harcayacağı bütçeyi mevcutlara prim olarak vaad etti. Performansı katladı, takım yeniden yola girip, zirveye çıktı. 17 maça ödenen 11 milyon dolar prim var.
Eğer devre arasında oyuncu alınsaydı, maliyet bu rakamın çok üstüne çıkacak, üstelik yine primler ödenecekti.
Sezon bittiğinde "her sene bir yıldız" diyerek tribüne yönelik söylemin de rafa kalktığını gördük.
4 oyuncu aldılar. Dördü de takıma yapılan, ihtiyacı karşılayacak, maliyetleri makul, bütçeyi zorlamayacak oyuncular.
Aykut Kocaman bir plana sahipti, Aziz Yıldırım da bunu destekledi.
Kulübün geçen sene transfer yatırımı 20 milyon euro civarında oldu. Sezon sonunda Şampiyonlar Ligi ile en az 10 milyon euro getiriyi garantilediler.
Topladıkları puanla birlikte 32 milyon euroluk da yayın gelirinin ve bonusun sahibi oldular.
Kombine biletlerin neredeyse tamamı satılacak.
Şampiyonlar Ligi ile birlikte tribün gelirinin de 40 milyon euro'yu geçmesi bekleniyor.
Doğru planlamanın getirisi bunlar.
Aziz Yıldırım Aragones'i getirirken, "Kafama göre hoca" diyordu.
Şimdi ise 'hem kafasına, hem de kasasına' göre olanı buldu.
Bir teknik adamın kulübün mali ve idari dengelerini böylesine köklü değiştirdiği büyük kulübümüz hiç olmamıştı.
Mehmet Atalay
MEHMET Ali Aydınlar, Futbol Federasyonu Başkanlığı'na emin adımlarla ilerliyor. Kadrosunu akil isimlerden oluşturmaya başladı. Saygınlığı nedeniyle tuttuğu takımı da kimse umursamıyor. Futbolumuz artık kurumsallaşmanın eşiğinde...
Başkanlık için üçüncü isim Mehmet Atalay'dı.
Çekildi geriye… Ama Aydınlar federasyonunun, Mehmet Atalay'ı bir türlü futbolun içine yeniden çekmesi gerekiyor. Çünkü en az 10 şehire yeni stat yapılacak. Beden Terbiyesi'nin başındayken Mehmet Atalay tesisler konusunda uzman haline geldi. Onun bu tecrübesinin değerlendirilmemesi büyük kayıp alacaktır.
Transfer umuttur
ATLETİCO, Reyes'i satmayacağını açıklayınca ortalık karıştı. Galatasaray taraftarı isyan etmeye başladı, yöneticiler hedef oldu, yönetim içinde karışıklık çıktı, Fatih hoca küplere bindi.
Halbu ki transfer mutsuz olmak için değil, umut kazanmak için yapılır. Reyes olmazsa, bir başkası hedef seçilir, kurgular yenilenir, hedefler değiştiriliyor. Transferde dünyanın sonu olmaz. Reyes'in gelmemesi elbette önemli bir kayıp. Kariyerli ve kaliteli bir oyuncuydu. Çok şeyler katardı takıma. Ama önceliği tribüne yapılan bir transfer olmasındaydı. Taraftarı havaya sokacak, rakipleri baskı altına alacaktı. Bu kez aynı değerde ama bizim gözümüzden kaçan bir yeteneği bulmak durumundalar.
Binlerce oyuncu içinde eğer öylesini seçemezlerse gerçekten sorun var demektir.
Beşi bir yerde
FENERBAHÇE gerçek bir spor kulübü olduğunu erkek basketbolda da şampiyon olarak gösterdi. 9 branşta iddialılar. 'Beşi bir yerde' sözünü ilk ortaya atan asbaşkan Ali Koç, şampiyonluk günü çok güzel bir şey daha söyledi: "Şimdi 9 branşta da şampiyon olmayı hedeflemeliyiz."
Bir spor yöneticisinin bu vizyon ve iddia ile ortaya çıkması kadar önemli bir şey yok. Çünkü bu bir sinerjidir ve hemen etrafa yayılır. 5'i bir yerde'nin bir başka dikkat çekici yönü 4 ayrı rakibe karşı kazanılmasıdır.
Basketbolda Galatasaray, futbolda Trabzonspor, erkek voleybolda Arkas, bayanlarda ise Vakıfbank Güneş Sigorta'ydı Fenerbahçe'nin rakipleri.
Yani tüm Türkiye'nin branşında en iyileriyle tek tek oynadı.
Bunu daha önce de söyledim: İyi olmak ile büyük olmak arasındaki farktır Fenerbahçe…