Denizli farkı
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 18 Ekim 2010, 00:16:29
Beşiktaş'ın Manisa maçında alacağı sonuçtan çok, Schuster seçimleri ve 90 dakikayı nasıl yöneteceğini merak ediyordum.
Çünkü Quaresma ve Guti'nin yokluğunda, geçen seneki kadro elinde olacaktı.
Denizli'yi beğenmeyenler, eleştirenler, oynattığı futbola "laf" söyleyenler, aynı şartlar ve oyuncularla Schuster ile aralarındaki farkı görme fırsatı bulacaklardı.
Sonuç... Kaybetmeyen Denizli'ye karşılık, çabalayan Schuster ortaya çıktı.
Bir teknik adamı diğerlerinden ve takımı dışarıdan seyreden bizlerden ayşıran özellik, farklılık yaratabilmesi. Schuster, Fenerbahçe maçında İbrahim Üzülmez'i sol beke alarak benim için farklı olmayı başaranlardan. Ama Manisa maçını çok iyi yönettiğini söylememiz mümkün değil. Oyuncu kapasitelerine dayadı sırtını bu maçta. Kendi hamlesini göremedik hiçbirimiz.
Beklemediğimiz bir kararı da yoktu. Rakibi de şaşırtmayı başaramadı.
Ama 10 kişi kalan takımının yine maçın hakimi olması, önemli bir fizik güç göstergesidir. Bu kadar çok sakatlığın sebebinin, antrenmanlardaki 'yanlışlıklardan' değil, oyuncuların 'yaşlarından' olduğunu da bir kenara not ettik.
Quaresma ve Guti faktörü
Beşiktaş sahadaki sayılar eşitlendiğinde neredeyse beraberliğe kadar uzanabilecekti. Schuster'in bu maçtaki tek hamlesi, Makukula'yı en etkili olduğu bölgeden, ceza alanından uzak tutmasıydı. Defansı önde kurarak bunu başardı. Ama bu rakibe göre bir tedbir değil, Beşiktaş'ın oyun kurgusunun gereğiydi.
Nobre'yi sağ kanatta denemesi anlaşılır gibi değil. Holosko-Fink değişikliği ise zamanlama hatası. Belki son 15 dakika olabilir. Eksik kaldığın bir anda hücum hamlesi yapmak, "Ben artık gözümü kararttım" demek. Fakat daha yarım saatten fazla var. Önce oyunu tutup, organizasyonunu sağlama almak mantıklı olabilirdi. Nitekim rakip 3'ü bu boşluktan yararlanıp, buldu. Schuster ile Denizli arasındaki fark mı?
Kendi tabelasını sıfıra oynatma prensibiyle, aynı kadroyu daha doğru kullanan bence Mustafa hocadır. Schuster; Ouaresma ve Guti'nin performansı ile aradaki farkı kapatır.
Çünkü Quaresma ve Guti'nin yokluğunda, geçen seneki kadro elinde olacaktı.
Denizli'yi beğenmeyenler, eleştirenler, oynattığı futbola "laf" söyleyenler, aynı şartlar ve oyuncularla Schuster ile aralarındaki farkı görme fırsatı bulacaklardı.
Sonuç... Kaybetmeyen Denizli'ye karşılık, çabalayan Schuster ortaya çıktı.
Bir teknik adamı diğerlerinden ve takımı dışarıdan seyreden bizlerden ayşıran özellik, farklılık yaratabilmesi. Schuster, Fenerbahçe maçında İbrahim Üzülmez'i sol beke alarak benim için farklı olmayı başaranlardan. Ama Manisa maçını çok iyi yönettiğini söylememiz mümkün değil. Oyuncu kapasitelerine dayadı sırtını bu maçta. Kendi hamlesini göremedik hiçbirimiz.
Beklemediğimiz bir kararı da yoktu. Rakibi de şaşırtmayı başaramadı.
Ama 10 kişi kalan takımının yine maçın hakimi olması, önemli bir fizik güç göstergesidir. Bu kadar çok sakatlığın sebebinin, antrenmanlardaki 'yanlışlıklardan' değil, oyuncuların 'yaşlarından' olduğunu da bir kenara not ettik.
Quaresma ve Guti faktörü
Beşiktaş sahadaki sayılar eşitlendiğinde neredeyse beraberliğe kadar uzanabilecekti. Schuster'in bu maçtaki tek hamlesi, Makukula'yı en etkili olduğu bölgeden, ceza alanından uzak tutmasıydı. Defansı önde kurarak bunu başardı. Ama bu rakibe göre bir tedbir değil, Beşiktaş'ın oyun kurgusunun gereğiydi.
Nobre'yi sağ kanatta denemesi anlaşılır gibi değil. Holosko-Fink değişikliği ise zamanlama hatası. Belki son 15 dakika olabilir. Eksik kaldığın bir anda hücum hamlesi yapmak, "Ben artık gözümü kararttım" demek. Fakat daha yarım saatten fazla var. Önce oyunu tutup, organizasyonunu sağlama almak mantıklı olabilirdi. Nitekim rakip 3'ü bu boşluktan yararlanıp, buldu. Schuster ile Denizli arasındaki fark mı?
Kendi tabelasını sıfıra oynatma prensibiyle, aynı kadroyu daha doğru kullanan bence Mustafa hocadır. Schuster; Ouaresma ve Guti'nin performansı ile aradaki farkı kapatır.