Bilmediklerini bilmeyenler
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 15 Ekim 2010, 01:02:44, Güncelleme: 15 Ekim 2010, 01:04:38
Sabri başarılıydı
Sabri'nin sol bek oynamayacağını onlar gibi Hiddink-Çetin ikilisi bilmiyor mu? Ya da Schuster F.Bahçe maçında "Amatör takımda bile bile bu mevkide oynamadım" diyen İbrahim Üzülmez'i neden sağ bek yaptı. Taktik üretirken, rakibin avantajlarını yok etmeye çalışır teknik adam. Sabri, Müller'i durdursun diye orada oynatıldı. Süratinden yararlanmak istediler. Sabri'den çıkış yapsın, sıfıra insin, gol pası versin beklentisi daha maç başlarken yoktu. Sabri, Müller'i durdurdu mu? Evet. O zaman taktik başarılıdır. Ama hâlâ "Sağ ayaklı Sabri'nin sol bekte işi ne?" diyorsanız, siz futbolu da bilmiyorsunuz, futbolcuyu da. "80'lere dönüldü" dediler. Söyleyenler; 80'leri yaratanlar. İki sene önce Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynamış bu oyuncuların, neden tel tel döküldüklerini anlatsalar ya bize. O günleri yaşamış, yaratmış olan onlar. Bu oyuncular nasıl oluyor da bu kadar kötü oynuyor, sorumluluk almıyor, riskten kaçıyor, sahada korkak haline dönüyor? Onlar o zaman öyleydi. Empati yapıp anlatsınlar da bize, onları dinleyenler; okuyanlar belki kendilerine bir ders çıkartıp, bu duygulardan arınmayı başarırlar.
Boş konuşuyorlar
Bu takımın kötü oynadığını herkes görüyor. Sokakta herkes "ne olacak?" diyor. O zaman sizin farkınız nedir o insanlardan. Çünkü aynı soruyu soruyorsunuz. "Takım gençleştirilmeli" diyorlar, sonra "İbrahim Üzülmez neden kadroda yok" diye konuşuyorlar. Beş gündür kampta olan Arda'nın sakatlığını özel hayatına bağladılar. 10 yıldır milli takımlarda çalışan masörün A takıma gelmesini İzmir dayanışmasına bağladılar. Hem bilmiyor, hem de bilmediklerinin farkında değiller. Boş konuşanların, boş fikirlerinin içini sizler öfkeyle dolduruyorsunuz. Eleştirinin yanına alternatif üretmenin birinci kural olduğunu bilmedikleri için, gördüklerinin arkasına açıklama getiremiyorlar. Üzülüyorum ve sinirleniyorum. Mustafa Denizli, Fenerbahçe'deyken, "Türk futbolu için kibrit çakmayanlar, beni kötülüyorlar" demişti. Az bile söylemiş.
* * *
TAŞLAR OTURUYOR
Bıraktığımız yere döndük. Fenerbahçe, Gençlerbirliği maçındaki gösterişli skoru ile tekrar lige dönüş yapmıştı. Şimdi Aykut Kocaman üç maçın altını çiziyor; Konya, Galatasaray ve Bursa... Fenerbahçe yeniden yapılanmak için sert fırtınalar geçirdi. Beşiktaş maçıyla birlikte sular durgunlaşmaya başladı ve artık rüzgarı yakaladığı an geldi. Aykut hoca sert kararları hiç çekinmeden alıyor. Sahada fedakar olmayan oyuncuyu yanına alıyor veya tribüne gönderiyor.
İkinci şans yok
Samandıra'daki futbolcu sultanlığı bitti. Birçoğu memnun olmasa da artık daha profesyonel ve kuralların yaşandığı bir devir başlıyor. Bu dönem, temizliği de peşinden getirecek. İkinci şanslar bölümü bitti. Alex'in tekrar takımın kaptanı olduğunu hatırlaması, en istekli iki maçını oynaması, yeniden sorumluluk üstlenmesi büyük kazanç. Emre takımın komutanı oldu. Dia-Niang ikilisi ise her rakibi tehdit edecek unvanı kazandılar. Niang'ın sakatlığı, takımda üstünün örtülmesine çalışılan hataların düzeltilmesi için de iyi bir fırsat. Golcü oyuncu kendi çabasıyla G.Birliği'ni yok etti. Takımın da artık sistemin içine katılıp, sahada saklambaç oynamaktan vazgeçmesi gerekiyor. Daum'un "at, üstüne yat" cesaretsizliğinden sıyrılmalılar. Giydikleri formayı ve imzaladıkları kontratları iyi sindirmeliler. Kocaman da buna izin vermeden, tabelacı olmadığını bize göstermeli. Konya maçında bunu bekliyorum.
* * *
SCHUSTER VE DENİZLİ
Beşiktaş yaşlı bir kadro kurdu. Futbolu bilen bu oyuncular Beşiktaş'a sezon başında istim verdiler. Ama süreç sıkıştı ve sakatlıklar başladı. Bunun dezavantaj olduğunu çok daha önce yazmıştık. Şimdi görev teknik adama düşüyor. Sakat ustalarından yoksun olduğu halde, aynı kaliteyi üretmek zorunda. Quaresma'ya endekslediği takımında yeni alternatifler yaratabilecek mi? Geçen sene Mustafa Denizli'yi eleştirenler, şimdi Schuster'in aynı şartlarda neler yapabileceğini iyi incelesin.