Fenerbahçe Başkanı
Aziz Yıldırım, Gençlerbirliği beraberliği sonrasında, takıma el koydu... Kelime manası ile el koydu. Samandıra'ya yerleşti,
'tam gün' yasası ilan etti, taktik konuşmalara girdi, oyuncularla ve teknik adamla görüştü. Kurullar uyguladı, kimseyi boş bırakmadı. Ve yeni görevindeki iki maçı da (Manisa ve Galatasaray) takımı kazandı. Bu tutum eleştirilebilir.
Aziz başkanın söyledikleri ile yaptıkları arasındaki farkı açıkça belli ediyor zaten.
Aykut Kocaman ile anlaşırken "Kurumsallaşıyoruz, futbolu profesyoneller yönetecek" diyordu. Biz de, "Aziz Yıldırım'ın olduğu bir yerde böyle bir şeyin olması mümkün değil ama belki bahsettiği değişimi kendi gerçekleştirebilir" diye düşünüyorduk. Şimdi başlanan noktaya dönüldü. Ama bu
"el koyma" sapına kadar doğru bir reflekstir. Sadece zamanlaması yanlıştır. Çünkü daha önce olması gerekiyordu.
Daum'un, Aykut Kocaman'ı kendisine rakip seçmesiyle birlikte takımın çivilerinin oynadığını çokça yazdık.
Alman hoca çift başlı bir yönetimde oyuncuların kendi tarafında olması için farklı politikalar uyguladı. İpler elinden çıktı. Herkes kafasına göre takılmaya başladı. Daum-Koch ikilisinin meşhur antrenman disiplininden eser kalmadı.
Aykut Kocaman, bütün bunları görerek, hissederek kendine
kırmızı çizgiler oluşturmuştu.
Alman hocanın görev alanına girmedi. Bir müdahale yaptığı anda bunun kendisi aleyhine kullanılabileceğinin farkındaydı. Sonuçta
Samandıra, futbolcu hükümdarlığına girdi. Onların dedikleri oluyor, onlar istedikleri gibi çalışıyor ve yaşıyordu. Bu başıbozukluğu ne
Daum ne de
Aykut Kocaman düzeltebilirdi. Oyuncular üzerinde yaratılamayan bu saygının geri gelmesi için yapılacak tek hamle
"el koyma"ydı. Geç de olsa Aziz Yıldırım bunu gördü ve uyguladı. Alemler bitti, dikkat ve konsantrasyon geri geldi. Kötü sonuçlar sonrasında olabilecek
"kötü" şeyler açıklandı ve hiçbir sözleşmenin gelecek için garanti olmadığı ima edildi.
"Tatlı hayat" bitmişti.
Aziz Yıldırım'ın takıma müdahale ettiği dönemler arasında iyi biten yok. Bu gidişi daha önce görmesine rağmen Samandıra'daki otoriteyi belirlemediği için de
başkan hatalı. Futbolun başındaki isimler arasındaki çekişmenin bitirilmesi yerine, körüklenmesi aşamasını nasıl yaşadığını bilmiyorum. Yani hangi tarafın arkasındaydı? Bizce
Kocaman'ın...
Daum'un randevu taleplerine,
"Sportif direktörle görüşsün" yanıtını verdiğini duyuyorduk. Bu kaos ortamının doğması için şartların oluşmasındaki neden de başkan
Aziz Yıldırım'dır, şimdi bitirecek olan da.
Fenerbahçe'nin bundan sonraki bölümünde olacak iyi veya kötü her şeyin sorumlusu başkandır artık. Bundan sonraki Fenerbahçe, başkanın eseridir.