O yıktı, o yapıyor
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın, Gaziantep maçı ile birlikte Samandıra mesaisine başlayıp, teknik direktöre "Sen takımı çalıştır, gerisini bana bırak" demesiyle birlikte gelecek kayboldu, günün kurtarılması etabı yeniden başladı. Son sözümüzü ilk söyleyelim. Bu operasyonu doğru buluyorum. Çünkü mevcut şartların, Fenerbahçe futbolcularını bulundukları "vurdumduymazlık" ortamından çıkarması mümkün değildi. Ben üç ay önce söyledim, yazdım. Aziz başkan ancak farkına varıp, işe el koymaya teşebbüs etti. Teknik direktörün elinden çıkan dizginler, sportif menajerin yetki sınırını aşmamaya gösterdiği özen sonrasında, takımda çözüm bulması gerekenlerin sorunun ta kendisi olduğunu çok sık belirttim. Ancak... Aziz başkanın bu müdahalesinin, eleştirilerin kendi üstünde yoğunlaşmasıyla olması dikkat çekicidir. Gençlerbirliği beraberliği ile taraftarın güven ibresinin dibe vurmasıyla birlikte başına neler gelebileceğini anladı Aziz Yıldırım. Sezon başında kulübün geleceğini işaret ederek yaptığı Aykut Kocaman hamlesi ise bu darbe ile yerlebir oldu. Ne zaman ki kendi görevinin, koltuğunun tehlikede olduğunu anladı, ortada ne prensip, ne ideal, ne de kurumsallaşma bıraktı. Bu ortamın başarı yönüne endekslenmesi için yapması gerekeni yapıyor. Ama yarınlar pahasına... Diyebilirsiniz ki "O zaman bu değişimi nasıl doğru buluyorsun?" Çünkü Bursa yenilgisi sonrasında, soyunma odasının basılmasıyla birlikte zaten her şey bitmişti. Sezon başındaki Aziz Yıldırım'ın olduğu yerde, yetki devri gerçekleşmez kanaatimiz, o gün doğru çıktı. Değişim bitti. Bugün, artık olmayan bir şeyi, Fenerbahçe'de futbolun profesyoneller tarafından idare edilmesi gerçeğini koruyamayız. Ama kupa ve lig hedefleri henüz tazeyken, bunların kazanılması için yapılacak girişimleri destekleriz. Sezon bitsin, bu işin tartısı ancak öyle yapılır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.