Lastik patladı

Sezonun boyu her hafta kısalıyor. Kazanılacak 30 puan kalmışken ve en yakın rakibinizle aranıza dört puan koymuşken, Galatasaray çok önemli bir virajda lastik patlattı. Bursa ve Fenerbahçe ile Ali Sami Yen'de oynama avantajı ve bu daralan sürede elde ettiği puan farkını koruyup, rakiplerinin puan kaybetmesini de beklemek zorunda değil. Bu iki maçta tüm düğümü çözüp, erken şampiyon bile olabilir. Ama Eskişehir'de 20 dakikalık bir "efelik" sonrasında, Kasımpaşa maçından gelen tüm havasını kaybetti. Elano ve Arda'nın temposuzluğu içinde, Keita ve Jo için paslar üretmek zorundaydılar. Merakla bunu nasıl yapacaklarını bekliyorduk. Eskişehirspor'un her dakika artan direnci, Keita'yı da, Jo'yu da bir anda etkisiz eleman yapıverdi. Tribünlerin gözlere ve kulaklara bayram yaptırtan şovuyla birlikte, sorunu çözme yetisi de kayboldu Galatasaray'ın... Koray 43'te ilk golü atıp, böyle bir maçın sürgüsünü çekti. Kendi takımını soyunma odasına moralle gönderirken, teknik direktör Frank Rijkaard ve Galatasaray takımı, başlarına nasıl bir bela aldıklarının farkına vardı. İkinci yarı başlar başlamaz ikinci Koray vakası yaşandı. Kimsenin beklemediği bir skor oluştu. Herkes şaşkındı.
Jo'ya kırmızı çıkarmalıydı
Hollandalı, Mehmet Topal-Dos Santos değişikliği ile hamlesini yaptı. İlerleyen dakikalarda yaşına veya namına bakmadan sahada yürüyen Keita'yı genç Emre ile değiştirdi. Eskişehirspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay'ın bu hamlelere, kaptan Ümit Karan'ı çıkartarak cevap vermesi, takıma giden "savunun" mesajı olunca, Galatasaray'ın kararlı atakları gelişmeye başladı. Bülent Yıldırım, ceza alanı dışındaki faulü, penaltı noktasına taşıyarak sonuca yönelik ikinci kararını verdi. İlki; kendisinden kart isteyen Jo'ya sarıyı göstermemesiydi. Beş dakika geçmeden Brezilyalı'yı sararttı çünkü. Kart kırmızıya dönebilir, Galatasaray iki farklı mağlupken 10 kişi ve santrforsuz kalabilirdi.