Galatasaray'ın İngiltere'den
Jo'yu getirmesi ile birlikte,
Fenerbahçe taraftarının transfer beklentisi arttı. "Biz kimi alacağız?" diye merakla bekleyen, gazetelerdeki
şişirme haberler ile ümitlenen kalabalığın üstüne bir de Divan Kurulu toplantısında başkan vekili Nihat Özdemir benzin döktü.
Özdemir, "Daha iyisini getireceğiz" demekle kalmadı, bir de bunu "Çarşamba- perşembe" (yani dün ve bugün) olarak tarihledi. Bu tür
"panik" havasının Fenerbahçe'de birçok yanlış transferi ve boşa giden milyonlarca euro'yu beraberinde getirdiğini hatırlatalım.
Maldonado'nun, Josico'nun, Kezman'ın ve veya
Güiza'nın böylesine "tatmin"duyguları içinde yapıldığını biliyoruz. Ve eminim ki Aziz başkan, sokakta konuştuğu, bir yemekte karşılaştığı taraftarlarından, "Biz kimi
alıyoruz başkan" sorusuna gereğinden çok muhatap olduğu için devamlı kurmaylarını topluyor, bu beklentiyi karşılayacak "isim" arıyordur. Burada önemli nokta
"isim". Alınan futbolcu yararlı olur mu, takıma bir şeyler katar mı, uyum sağlamazsa
"ikinci eli" olur mu diye düşünmezler. Ünlü birini getirip, ağızlara bir parmak bal çalmayı isterler. Yeni bir felaket
Fenerbahçe'nin kapısındadır diye düşünmemiz o yüzden yanlış değil. Bir de yaptıkları açıklama ile kendilerini bağladılar. Bu "
panik" havasında yeni bir
33'lük gelmemesini ummak tek çaremiz.