Kendi kızgınlıklarım
Tepkim veya sinirim Fenerbahçe'nin Porto'ya yenilmesine değil. Adam gibi kaybedememesine. Bütün dengeleri alt üst eden transfer yanlışlarının peşine, Fenerbahçe takımının mutedil dalgalıdan, fırtına şekline dönmesini beklemiyorduk zaten. Üniversite sınavlarına girerken, soru kitapçılarının üstünde yazdığı gibi, dört yanlış, eldeki doğruları da götürüyordu. Sezon başı şoklarına, "hele bir sakatlar dönsün de" mazeretlerini asarak, oyaladıklarından biraz daha süre kapmaya çalışanların, Arsenal ve Galatasaray maçlarından sonraki iddialı sözlerini hatırlayın. Sistem oturuyordu, inanmayanlar utanmaya davet ediliyordu. Hatalardan ders çıkarmak ve öz eleştiri yapmak gibi, daha önce duyulmamış yorumlarla duygularını dillendirmişti asbaşkan Ali Koç. Fenerbahçe "iletişime" geçiyor diyerek, "yeniden" sıfırladık kendimizi. Sonradan anladık ki tek hataları iletişimsizlikmiş. Ne Aragones'e laf söylettiler, ne Güiza'ya, ne de Emre Belözoğlu'na. Hepsi doğru, iletişimsizlik hataydı.
KÖTÜ, İYİ DİYE SUNULUYOR
Böyle öz eleştirinin içinden geçerken, neyin düzeltilmesini bekleyeceğiz, bilmiyorum. Başkan Aziz Yıldırım ve kafasına göre hocası ile geçen seneden daha iyi olan takımı, hakkında hangi fikri daha farklı yürüteceğiz, onu da bulamıyorum. İyi şeyler yazmak. Güzelliklerden bahsetmek, ağırlıklı olarak Fenerbahçe'yi eleştiren şahsımın en büyük özlemi. Kadrosu Fenerbahçe'nin bu halinden bile daha kötü olduğu halde, sahada futbolun gereklerini yerine getiren takımları gördükçe, kızgınlığım artıyor. Hem takımın Fenerbahçe taraftarının layık olduğu performanstan uzaklaşmasına, hem de özlediğim cümlelerin yerini, daha keskinlere bırakmasına kızıyorum. "İnsan bu takıma bilerek kötülük yapmak istese, ancak bu kadarını gerçekleştirirdi" diye kendi kendime söyleniyorum. İçerde bir "Truva atı" olmasından şüpheleniyor, kadronun, vizyonun ve kalitenin daha gelişmesini beklerken, daha kötüden, biraz daha kötüye geçişin, başarı olarak sunulmasıyla karşılaşıyorum. Bunları yazıp, bir önlem alınması umudunu taşıyorum ama sonra sizler bana "Fenerbahçe düşmanı" diye mesajlar atıyorsunuz. Gözlerinizi boyayanlara değil, gözlerinizi açmaya çalışanlara kızıyorsunuz. Ama merak etmeyin "Çember" daralıyor. Bu işler hep böyle gitmeyecek !
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.