Yabancı Kaptanlar

akımlarımızın birçok kez yabancı kaptanı oldu. Yakın tarihte Fenerbahçe, Schumacher ile başarıya ulaşmıştı. Oğuz Çetin, Hakan Şükür, Samet Aybaba, Ümit Özat, Rüştü Reçber veya Rıza Çalımbay gibi hemen aklımıza gelen 'içimizden çıkan' kaptanlar da oldu.

DELGADO İÇİN KADRO DIŞI!
Fenerbahçe geçen sene bandı Alex'e verdi. O umursamaz, sorumsuz halinden birden bire sıyrıldı Alex. Gerçek bir lider oldu. Belki bu potansiyeli şampiyonluğa yetmedi ama Şampiyonlar Ligi'nde takımını bambaşka yaptı. Trabzonspor ve Beşiktaş da bu sezon kaptanlık bandını yabancı oyuncularına teslim ettiler. Hatta Beşiktaş Delgado'yu lider yapabilmek için iki kaptanını (İbrahim Toraman, İbrahim Üzülmez) kadro dışı bile bıraktı. Bu seçimin temel nedeni, adı geçen oyuncuların aynı zamanda takımın yıldızı unvanını da taşımaları. Alex'teki gözle görülür değişimin ardından, Delgado da sorumluluk alan, aidiyet duygusunu yüksek tutan bir performansa ulaştı. En büyük sürpriz kuşkusuz Yattara oldu. Saha içi ve dışındaki disiplinsizlikleri ile ünlü olan Gineli, kaptan olduktan sonra 'farklı' olmayı başardı. Teknik direktörünü dinliyor, antrenmandan sonra evine gidiyor ve sahada durmaktan vazgeçip, koşmayı tercih ediyordu. Elbette takımlarda bu oyuncuları destekleyen ikinciler var. İkinci kaptanlar yerli. Yönetimde nazı daha çok geçen yabancılar özellikle mali konularda çözümü daha çabuk üretiyorlar. Türkçe konuşan yerliler ise 'iç hizmetlerde' konulara hakimler ve iletişimi rahat kuruyorlar. Yönetimler durumdan memnun. 'En iyi' oyuncularının sorumluluk alması ve daha çok çaba sarf etmesiyle takımları yükselişe geçti. Beklentimiz, takımlarımızın 'en iyilerini' yerlilerden bulup, onların lider karakterlerini ortaya çıkarması elbette. Çünkü kaptan ithal etmek gerçekten hiç de kolay değil.