Futbol iyi, sonuç...
Ertuğrul Sağlam iki maçtır hem dışarı, hem içeri iki önemli mesaj veriyor. Rakip kim olursa olsun, hangi kulvarda mücadele edersek edelim; '1-Kadromdaki küçük-büyük her futbolcuya güveniyorum. 2-Hak edene formayı veririm. Sistem futbolcudan önce gelir.' Milyon dolarlık yıldızları kenara almak, kadro dışında tutmak her babayiğidin harcı değil... Hele hele Avrupa arenasında, ardından F.Bahçe ile Süper Kupa finalinde doğrularından, sisteminden taviz vermemek sonuç ne olursa olsun şapka çıkartılacak bir durum... Takımına inanmak ve cesaret. Sağlam'ın Tigana'dan ve geçen yılki Beşiktaş'tan olumlu yönde ayıran en önemli özellik bu Dün F.Bahçe maçında yüreğini, yeteneğini sahaya koyan ilk onbirdeki Siyah- beyazlı oyuncuların tribüne alınan Ricardinho'yu, Nobre'yi, kulübede oturan Rüştü'yü Tello'yu aratmadıklarını gördük. Stoperde oynadıkça güzelleşen İbrahim Toroman, yanında cengaver gibi savaşan İbrahim Kaş ve önleri de dinamo görevi yapan Koray Beşiktaş'ın sert yüzünü gösterdiler. 'Beşiktaş'a cesur, hücum futbolu yakışır' diye değiştiren Sağlam'ın felsefesini dün en çok İbrahim Üzülmez ve Yozgatlı'nın anladığını izledik.
Kaybetmeyi sindirmek
'Bir futbolcu takıma çok şey katar ancak takım da futbolcuya çok şey katar' düşüncesi Roberto Carlos'a uyarlanabilir. Roberto Carlos hoş geldi ancak gördük ki sihirli değneğiyle gelmedi. Maçı ve kupayı son 5 dakikada bir kademe hatasıyla kaybeden Beşiktaş'ta yenilen gol sonrası yaşananlar ve çıkan kartlar bu futbolcuların sonucun hak edilmediğine olan inancı. Kaybetmemeyi sindirememe güzel bir karakter, ancak bunu ortada tahriklerde olsa kontrolü kaybetmemek ve kartlara maruz kalmamak gerek F.Bahçe'yi kupasından dolayı kutlar, Beşiktaş'a Sheriff karşısında başarılar dilerim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.