Hadi gidin işinize

Türkiye'de maçlarda hakemlere "İ..e" diye bağırılır. Dünyanın hiç bir yerinde hakemlere bu tabir kullanılmaz. Peki neden Türkiye'de kullanılır da dünyada kullanılmaz?
Mutlak vardır sebebi!
Hatta bu sebebi bana birkaç kişi söyledi ama daha bir araştırma yapmam lazım. Herkesin özel hayatı kendine. Bir toplumu 'karpuz' gibi düşünün, kesin bir dilim, içinde karpuzun bütün özellikleri vardır.
Toplumun her kesiminde de veya her meslek dalında özel hayatı değişik isteklerle dolu insanların olması normal.
Mutlak vardır bir sebebi!
Pekiiii, tribünlerden Volkan'a küfür ediliyor. Ve bu oyuncu bir milli maçta (Sonradan bütün kameralar izlenmesine rağmen sadece bir kişinin küfür ettiği görüldü) küfür gerekçesiyle önce sahayı, sonra stadı terkediyor.

Niye sadece Volkan'a?
Pekii aynı maçta oynayan A Milli Takım'daki diğer Fenerbahçeli oyuncular da var. Onlara niye küfür edilmiyor?
Mutlak vardır bir sebebi!
İbrahim Hacıosmanoğlu, Fenerbahçe ile oynayacakları maçın hakemini karşılaşma öncesinde telefonla arıyor. "Doğru dürüst idare et" gibi laflar sarfediyor. Sonra da beyanat veriyor: "Hakemleri her zaman ararım.
Hatta hakemin kararlarında kasıt görürsem takımı da sahadan çekerim."
Peki İbrahim Hacıosmanoğlu'na bunu yaptıran ne? Bunu durup dururken mi yapıyor? Geçtiğimiz yıllarda hakem tayinlerinde bazı duyumlar mı aldı acaba?

Biz şampiyon yapıyoruz!
Veya hakem camiası içinde birşeyler mi duyuyordu? Bazı kulüplerin yıllardır gizli kapaklı yaptıklarını sonrada şampiyon olduklarında "Biz bu işleri biliriz.
Bizi teknik direktörlerimiz şampiyon yapmıyor. Biz yapıyoruz" dedikleri için mi İbrahim Hacıosmanoğlu bu tarz bir işe giriyor?
Mutlak vardır bir sebebi!
Maçtan sonra soyunma odasına giderken hakem yardımcıları ve temsilci beraber yürürlerken, kendine milli maçta küfür edildiği için sahayı ve stadı terk eden Volkan Demirel bu sefer maçın hakemi ve Trabzon başkanına küfür ediyor. (Dikkat edin! Hakem yardımcıları ve temsilci beraber yürüyorlar.
Volkan tarafından yapılan hakaretler hem temsilci raporunda, hem de hakemin raporlarında ayrı ayrı yazar. Biri yazar, diğeri yazmaz sistemi yoktur. Bilgilerinize...) Aynı Volkan, Fenerbahçe Stadı'na çok yakın evi olan İbrahim-
Hacıosmanoğlu'nun mahallesine gidip acaba aynı küfürü suratına karşı yapabilir mi?
Ama aynı Hacıosmanoğlu Şükrü Saracoğlu Stadı'ndan arabası ile tek başına rakip taraftarların arasından çıkabiliyor.
Bu Volkan Demirel hem Hacıosmanoğlu'na, dolaylı yoldan da hakem ve federasyona küfür etmiş oluyor. Çıkacak cezayı merak ediyorum. Ve altını çizerek bir tehlikeyi işaretliyorum; eğer cezaları Türkiye Futbol Federasyonu olarak adaletli vermezseniz sonra şahıslar birbirlerine ceza vermeye kalkarlar. Allah korusun!
Bütün bunlar böyle yaşanıyorsa...
Mutlak vardır bir sebebi!
Hacıosmanoğlu, Bülent Yıldırım'ı arıyor. Yıldırım'ın dediğine göre tehdit, hakaret yok.
Araması doğru mu? Bence kesinlikle yanlış.
Peki böyle bir durumda hakem ne yapar? Telefonu kapattıktan sonra açacağı ilk telefon Merkez Hakem Komitesi başkanına olmalıdır. Olayı bütün teferruatıyla ona anlatmalıdır. Peki MHK başkanının tutumu burada nasıl olmalıdır?
Hakeme sorar; "Bu telefon konuşması, artı veya eksi seni etkiledi mi? 'Bu maçı benden alın' diyor musun? Alacağı cevaba göre de yönünü çizer. Bu son yazdıklarım benim görüşümdür.
Hakem ve komite ne yapmıştır onu bilemem. Bir habere göre de Yusuf Namoğlu hakemlere demiş ki, "Telefon numaralarınızı değiştirin!" Yusuf Namoğlu'nun bu kadar aptal birisi olacağına inanmıyorum. İstediğiniz kadar numara değiş tirin, isteyen sizi yine bulur. Olay numarada değil, beyinde biter!
Türkiye'de hakem konusunda bunlar yaşanıyorsa...
Mutlak vardır bir sebebi!

Uğurlu (!) hakemler
Türkiye'de maçlarda bazı hakemler bazı takımlara uğurlu (!) gelirler. Bu uğur acaba isteklerle mi olur? Yoksa bu hakemlerle bu takımlar çokça mı maç kazanırlar veya mağlup olmazlar.
Ondan mı adları uğurluya çıkmıştır. Veya bazı hakemler bazı takımlara uğursuz (!) geldikleri için bazı takımların maçlarına ısrarla verilmezler.
Bunlar da uğursuz hakemler sınıfına girerler. Yine bazı hakemler mesela Trabzonlu olduğu için Barış Şimşek, Fenerbahçe maçlarına hiç verilmez. Ve bu çocuk da aslında fena hakem değildir.
Yıllarca "Siz hakemlerin yaptıklarına bakmayın, esas yardımcı hakemlerin bayraklarına bakın!" diyenler acaba kimlerdir?

Yanlarım ağrıyor!
Yine yıllarca TV'lerde yaptığım yorumlarda 3 metre ofsaytı görmeyip 0,02 cm ofsaytı görenlerin, bunu göstere göstere yapanların ve lig sonunda bunların neye mal olduğunu söyleyenlerdenim.
Hatta hep "Yanlarım ağrıyor, yanlarım ağrıyor" diye inlemişimdir!
Bu alem 40 kişidir. Herkes birbirini iyi tanır. Yılların yöneticileri hangi futbolcunun, hangi hakemin ne yaptığını çok iyi bilirler. Kamuoyu önünde bunları açıklayamadıkları için 'dön baba dön'ü oynarlar.
Beyler eski Trabzonspor Kulübü Başkanı Mehmet Ali Yılmaz baktı ki bu işlerin önüne geçemeyecek Spor Bakanı olduğu zaman hakemleri tavşan gibi torbaya soktu. Ama onda da başarılı olunmadı. O torbalardan tavşanlar değil istenilen hakemler çıktı.
Şimdiki bazı yöneticiler bazı hakemlere bazı şeyler uygulatmaya kalkıyorlarsa ve yıllarca üstü kapalı eylemler yapmışlarsa şimdi Trabzonspor başkanı eylemleri üstü açık yapıyor.

En etkili yasa!
Mutlak vardır bir sebebi!
Bu yaşıma geldim futbolculuk, hakemlik, yorumculuk yaptım.
Geçmişinde sakatlık (!) olanların, maç satanların TV'lerde ve gazetelernde yorum yaptırılmasına ne dersiniz acaba? Hala yapıyorlarsa, mutlak vardır bir sebebi!
Türk futbolu dünya klasmanında 48. sıraya düştüyse, mutlak vardır bir sebebi!
Meclis komisyonları kuruldu. 3-4 saat konuşmaya çağrıldık. Şike yasaları çıkarttık. 'Dünyanın en güzel ve etkili yasası' dedik. Sonunda ne oldu?
Mutlak vardır bir sebebi! Benim yorumum çok kısa olacak, "Hadi
lan ordan, gidin işinize"