Beşiktaş 1 yıldır "takım oyunu" oynayarak başarılı bir görüntü verdi. Son zamanlarda Beşiktaş bu özelliğinden uzaklaşarak "ferdi beceriler"le yoluna devam eden bir takım oldu. Bunun en güzel ve belirgin görüntüsü şu; rakibin önce 10 kişi kalıyor sonra 9 kişi.
Ve sen hâlâ oyunun direksiyonunu eline alamıyorsun.
Rakip futbolcular kırmızı kart görerek eksiliyorlar ama Beşiktaşlı futbolcuların hakemden kırmızı kart görmelerine gerek yok! Çünkü onlar kırmızı kart görmeden de oyunun içinde olmuyorlar. Bunun mutlak bir sebebi var. Çözecek olan da teknik adamları, yani Bilic.
Gökhan Töre ne zamandır yürüyor.
Takımı eksik bırakıyor. Olcay bazen var, çoğu zaman da yok!
Oğuzhan da bu ikisinden farklı değil.
Bakınız rakip 9 kişi kaldığı anda maçın saati 65. dakikayı gösteriyor.
Yani bitime 25 dakika var. İlavelerle 30 dakika olur. Yani maçın daha üçte biri oynanacak.
Ve bu oynanacak üçte birlik sürede maçın son bölümü olduğu için rakip zaten "baygın" düşecek.
Peki rakip nasıl oyundan düşecek?
Beşiktaş takımı hiçbir şey yapmadan, rakip kale önüne gitmeden 5-6 dakika aralarında top gezdirseler rakibin teknik direktörü Hikmet Karaman büyük ihtimalle sahaya kocaman bir havlu atacak.
Ama Beşiktaş bunu da yapamıyor.
Yani Beşiktaşlı oyuncularda birşey var.
Bunun sebebini de mutlak teknik direktörleri Bilic araştırıp çözmelidir
Tolga'nın yanları zayıf
Tolga maalesef en büyük zaaflarından biri olan bir yan toptan dağlara taşlara bir gol yedi. Aslında böyle pozisyonlar bir kaleci için en rahat pozisyonlardan biri. Ama maalesef kaleci Tolga kendini bu tür pozisyonlara hazırlamıyor. Kaleci Tolga'nın bu tarz yediği goller devam ederse şampiyonlukta Volkanlı Fenerbahçe ile Musleralı Galatasaray'ın gerisine düşerler.
Kırmızılar ve penaltı doğru, 1 penaltı eksik
Hakem dün maçta Rizesporlu oyunculara iki kırmızı kart gösterdi. Direkt kırmızı kartların yorumu olmaz. Doğruluk oranları yüzde 99'a yakın doğrudur.
Cüneyt Çakır 1-1'den sonra bir penaltı çaldı. Maçtaki en doğru kararlarından biriydi. Penaltı doğru ama bir şey eksikti.
Yanında sarı kartı, yani KDV'si eksik kaldı.
Oyuncunun sarı kartı varsa kırmızı olması gerekirdi.
Penaltı'dan sonra Sosa'ya ceza alanı içinde yapılan pozisyon da bence penaltıydı. Sosa'nın arkasındaki Rizeli oyuncu Arjantinli futbolcunun hareketini engelledi. Cüneyt Çakır herhalde dedi ki "Bu penaltıyı versem, çok olacak" Bence hakem yorumu olarak yanlış. Bir maçta 5 tane de olsa verirsin. 6 da olsa, 7 de olsa vereceksin. O seni ilgilendirmiyor.
Penaltılık hareketi yapanı ilgilendiriyor.
Hakem çok konuşulacak
Bu maçtan sonra hakem çok konuşulacak.
İsterseniz biz ufak ufak sırayla gidelim:
Olcay sol açık mevkinden hücuma kalkıyor. Rakip Rizeli önünü kesip düşürüyor. Bence faul ama hakem "devam" diyor.
Takriben 8 dakika sonra Olcay rakibe faul yapıyor. Yaparken de geçmiş pozisyondan dolayı fazlaca hırslı, hareketi direkt rakibe yapıyor. Hakem de doğru olarak sarı kartını gösteriyor.
Ama Olcay o pozisyonda kalmış ki konuşuyor.
54. dakikada Beşiktaş hücumunda Rizeli oyuncu faul yapıyor. Hakem o pozisyonda avantajla bırakmalıydı.
Oyunu devam ettirip pozisyon bitince sarı kartını kullanabilirdi. Gol olabilecek bir pozisyonu düdüğü ile kesti. Bu arada Beşiktaş, Sosa'nın büyük becerisi ile golünü buldu.