Ender Bilgin

Ender Bilgin

22 Nisan 2025 | Salı

Ender fikirler

YETER ARTIK MOU!

Jose Mourinho kariyeri boyunca eylemleri kadar, söylemleriyle de gündem olmayı başardı. Türkiye'de de bugüne kadar aynı senaryoyu yaşadık. Trabzonspor maçından sonra, "İyi rakiplere karşı oynuyoruz ama sisteme karşı da oynuyoruz. Bana bunların yarısını anlattılar, tamamını anlatsalar Türkiye'ye gelmezdim" dedi. Hatay maçından sonra, "Bu lig sizin liginiz. Bu ligin statükosundan mutluysanız mutlu olun ama tek başına bir kulüp bu durumu çözemez. Türkçe bilmiyorum ama bazı kelimeleri öğrenebiliyorum. Skandal, skandal, skandal" diye konuştu. Ligdeki Galatasaray maçını yöneten Vinçiç'e iyi maç yönettiği için teşekkür ederken, 4. hakem Kadir Sağlam'a 'Siz olsaydınız bu maç bir felaket olurdu.' dediğini açıkladı. Ancak aynı konuşmada "Türk hakemleri çok korkak. Burada Orman kanunları geçerli" ifadesini kullandığı da iddia edildi. Kupadaki Galatasaray maçından sonra rakibi için, "Hakeme teşekkür etmem gerekir çünkü bahsettiğim pozisyonda diğer kulübedeki herkes maymun gibi zıplıyordu." diyerek dünya çapında gündem oldu. Bunlar ilk aklıma gelenler. Gelelim kelimenin tam anlamıyla "talihsiz "olan son açıklamaya... Portekizli teknik adam Kayserispor beraberliğinin ardından, "Kazanmışız, kaybetmişiz benim yaklaşımımı değiştirmiyor. Ama bu kültürde 4-5 maç kazanınca en iyi, kaybedince en kötü oluyorsunuz. Bu ülkenin kültürü bu ama benim kültürüm değil. Ben dengeli biriyim." diyerek kibirde tavan yaptı. Dedim ya, Mourinho benzer sözleri çalıştığı diğer ülkelerde de söylemiş, ama o ülkelerin futbol kültürünü ya da insan birikimini ayaklar altına alacak kadar ileri gitmemişti. Elbette oralarda, saha dışında konuşmak kadar, saha içinde de iş ürettiğini ve kupalar kazandığını unutmayalım! Oysa Türkiye'deki Mourinho, elindeki kadroyu çok kötü kullanan, futbolun gelişen dinamikleri karşısında demode kalmış bir teknik adam görüntüsü sergilemekten öteye geçemiyor. Mourinho saha içi ve dışındaki eylem ve söylemleriyle maalesef "kabak tadı" verdi. Fenerbahçe yönetimi memnunsa söyleyecek sözüm olamaz. Ama camianın memnun olduğunu düşünüyorlarsa sokağa çıkıp dolaşmalarını öneririm. Unutmadan! Son şampiyonluktan bu yana Galatasaray altıncı defa ipi göğüslemek üzere.

YANLIŞLAR VE GERÇEKLER

Fenerbahçe 11 yıldır şampiyon olamıyor. Bu dönemde Galatasaray aldı başını gitti. Beşiktaş Trabzonspor ve Başakşehir de şampiyonluklar yaşadı. Ortada böyle bir matematik varken Fenerbahçe yönetimi hem çok kariyerli bir teknik adam getirip, hem de her bölgede alternatifi olan geniş ve kaliteli bir kadro kurarak girdi yarışa. Gerçi futbol mantalitesi Fenerbahçe'nin genlerine hiç uymayan bir teknik adam tercih edilmişti ama kimse Mourinho'yu tartışmaya cesaret edemedi. Portekizli teknik adam geldiği gündem bu yana takımına güçlü oyun oynatamadı. Seyrek de olsa doğru oyunlar sergilendi. Bunlar da ağırlıkla topun rakibe bırakıldığı, daha kontrollü ve konsantrasyonu yüksek Avrupa maçlarında yaşandı. Fenerbahçe sezonun büyük bölümünde takım becerisinden çok, oyuncu becerisiyle yol aldı. Başlangıçta Dzeko, ilerleyen bölümde En-Nesyri ve son dönemdeki Talisca performansı böyle örneklerdir. Mourinho ilk on bir seçimleri, maç içindeki hamleleri ve formasyon değişiklikleriyle de çok tartışıldı. Türk oyuncuları ikinci plana itti. İrfan Can Kahveci, İsmail Yüksek hatta Cenk Tosun neredeyse ötekileştirildi. İyi oynadıkları dönemde İrfan Can Eğribayat ve Oğuz Aydın'ı kenara çekti. Zaten Oğuz'a şans vermesi bile haftalar sürmüştü. Oysa performans yaşı geçen Tadiç ve Dzeko'yu yoğun maç trafiğinde yıpranmalarına rağmen ısrarla oynatmayı sürdürdü. Açıkçası forma adaleti sağlayamadı. İşte son Kayseri maçı... Kenarda Yusuf ve Çağlar dururken, iki buçuk aydır oynamayan Carlos'u tercih edip, onun hatasından gol yemek inanılır gibi değil. Ofansif anlamda fena görünmese bile 3 golün de Kostiç 'in yerine sol bekte oynayan Mert'in bölgesinden geldiğini unutmayalım. 3-2 öne geçtikten sonra defansif değişiklikler yapmak da cabası! Söylenecek o kadar çok şey var ki! Uzun lafın kısası Mourinho'nun futbol felsefesi ve oyuna, oyuncuya bakış şekli Fenerbahçe'nin gerçekleriyle örtüşmüyor. Bir başka gerçek de evinde iki kez kaybettiğin ezeli rakibinin senden çok daha güçlü oyun oynamasıdır. Yanlışlar bu kadar fazla olunca, gerçekler de o kadar acı oluyor değil mi?

KUPA ZAMANI

Ziraat Türkiye Kupası'nda yarı final zamanı geldi. Eylül ayında başlayan uzun maratonda geriye üç maç kaldı. Futbolseverleri Salı ve Perşembe günleri ATV ekranlarında İki keyifli ve heyecanlı maç bekliyor. A Spor da her iki karşılaşma öncesi gün boyu özel yayınlar yapacak. Son beş maçta dört galibiyet alarak ligden düşme tehlikesinden iyice uzaklaşan Konyaspor, evinde kolay kolay teslim olmayacaktır. Galatasaray sezonu çifte kupayla kapatmak için büyük şansa sahipken, bu fırsatı kullanmak için bütün kozlarını oynayacaktır. Trabzonspor için kupa, taraftarla barışmak için büyük şans. Fatih Tekke bu başarıyı yakalamak adına tüm becerisini sergileyecek, futbolcular da maksimum performansı göstermeye çalışacaktır. Elbette ligin en potansiyelli takımlarından biri olan Göztepe'yi göz ardı edemeyiz. İzmir temsilcisi son haftalarda galibiyete hasret olsa da genç ve dinamik kadrosuyla Trabzonspor ile kora kor mücadele edecektir. Ekiplerimiz naklen yayınlar için yola düştü. Onlarca personel size en iyi yayını ulaştırmak adına ter dökecek. Umarım hatasız, güzel yayınlar olur. Ama en büyük dileğim hak eden takımların tur atlayacağı, hakemlerin değil sahadaki futbolun konuşulacağı güzel maçlar izleyebilmemizdir. Haydi hayırlısı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor