Braveheart

İskoç halk kahramanı William Wallace'ın hayatını ve İskoçya'nın İngilizlere karşı verdiği özgürlük mücadelesini anlatan Braveheart (Cesur yürek) filmi, doksanlı yılların ortasında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük ilgi görmüştü. İskoç ulusu 18.yüzyılın başlarına kadar dönem dönem İngilizlere karşı benzer mücadeleyi verse de sonraları ekose bile giyemez, kendi özgün şarkılarını dahi söyleyemez oldu. Özetle İngilizler kazandı, İskoçlar kaybetti. Bu küçük tarihi girizgâhı niye yaptığıma gelince... İskoçya'nın iki büyük takımından Rangers ve Celtic arasında dini (mezhepsel) bir ayrışma vardır. Yanı sıra Rangers Kraliçe'ye bağlılık yemini eden bir kulüpken, Celtic farklı tutum sergileyip, İskoçya'nın asi yönünü temsil ettiği için aralarındaki rekabet futboldan fazlasıdır. Fenerbahçe işte bu rekabette Kraliçe'yi, yani İngiliz tahtını temsil eden Rangers'a karşı, bir nevi Cesur Yürek rolüne soyunup, 50 Bin kişilik Ibrox cehenneminden turla çıkmaya çalışacak. Elbette işi zor. Ancak Mourinho'nun ilk maçtan sonra verdiği demeçler bir meydan okumanın ifadesi. Portekizli, yıllar sonra Britanya'ya dönüp Rangers'a meydan okuyacak kadar güveniyor takımına. Fred ve Osayi'nin dönmesi Sarı- Lacivertliler için avantaj olacak. Bu iki oyuncunun varlığı ilk maçta olduğu gibi savunma arkasına kolay sarkamayacaklarını gösterir. Gelen bilgiler Livakoviç'in kaleye geçebileceği, Dzeko'nun yerine de Talisca'nın oynayabileceği yönünde. 3'lü savunmada yine genç Yusuf şans bulacak. Pozisyon alma konusunda çok daha dikkatli olacaktır. Ben Fenerbahçe'nin ilk golü bulması halinde kontrollü bir oyun ile tura ortak olacağını, ikinci yarının son bölümünde en azından turu uzatmaya götürebilecek skoru elde edebileceğini öngörüyorum. Bakalım evdeki hesap, çarşıya uyacak mı?

SADECE BİR MAC DEGİL
Rangers rövanşındaki oyun ve skor, Fenerbahçe'nin sadece Avrupa'daki kaderini belirlemeyecek. Lig yarışına da etki edecek. Turu geçecek bir sonuç Fenerbahçe takımı ve camiasına büyük özgüven sağlarken, rakipleri tedirgin edecek. Sarı-Lacivertliler turu geçemez ama iyi bir oyun ile galibiyet veya beraberlik elde ederek elenirse yine dik durabilir. "Zaten ilk maçta elenmiştik" düşüncesi hakim olur ve deplasman başarısı yerel mücadeleye ışık tutar. Rakipler yine temkinli hareket eder. Ancak kötü futbol ve eleniş sadece Fenerbahçe için kötü olmakla kalmaz; başta Galatasaray olmak üzere rakipleri motive eder. Sarı- Lacivertlilerin abartıldığı kadar iyi oynamadığı, tüm sorunlarını çözemediği yazılıp, çizilir. Velhasıl Rangers maçı, Fenerbahçe açısından sezona damga vuracak ve olumlu ya da olumsuz kırılma noktası olacaktır.

BİR BEYEFENDİNİN İMTİHANI
Beşiktaş teknik direktörü Solskjaer'in Gaziantep maçından sonraki açıklamalarını görünce, "Bir kişinin terbiyesi, başkalarının terbiyesizliğine karşı en iyi güvencedir" diye güzel bir söz geldi aklıma. Solskajer egosunu törpülemiş, saha içi ve dışında centilmence işini yapan beyefendi bir adam portresi çiziyor. Gaziantep maçından sonra da pek çok meslektaşının tersine hakem hatalarına girip ah, vah etmeden net bir mesaj verdi ve "Daha çok çalışmamız gerek. Bu maçtan çok şey öğrendim" dedi. Bu seviyedeki bir futbol adamı için ne büyük bir tevazu! Ancak maalesef önümüzdeki dönemde onun bu duruşu bazılarını rahatsız edecek, hatta Beşiktaş'ın içinden bile "takımın hakkını korumuyor, bağırıp çağırmıyor" diyenler olacaktır. Umarım o da düzene uymak zorunda kalmaz. Maalesef günümüzde efendi olabilmenin imtihanı katlanabilmekten geçiyor!

KAPI AÇILDI BİR KERE
Futbol sezonunun boyu kısaldı. Lig, kupa ve kümede kalma mücadelesinde finale doğru gidiyoruz. Zor zamanlar da zor maçlar oynanacak. Maalesef gerilim tavan yapacak. Galatasaray-Fenerbahçe derbisine gelen Sloven Vincic yabancı hakem kapısını ardına kadar açmış oldu. TFF Başkanı Sayın Hacıosmanoğlu ya da Başkanvekili Mecnun Otyakmaz'ın açıklamaları bu uygulamanın devamı konusunda şüphe uyandırsa da artık iş işten geçti. Geçen gün 90+1 programında da söylediğim gibi Pandora'nın Kutusu açıldı bir kere. Bu sezon Lig ve Kupa'daki derbiler mutlaka yabancı hakem ile oynatılmalı. Gelecek yıl için nasıl bir uygulama yapılacağı sezon başında ilan edilip, ona mutlak bağlı kalınmalı. Bu işin başka yolu yok. Adalet, eşitlik ve kamu vicdanı bunu gerektirir.