Ender fikirler
KRAL ÇIPLAK
Jose Mourinho'nun Trabzonspor maçından sonra söylediği, "Böyle bir ligi yurt dışında kim izlemek ister? Bugün verilen kararları instagram 'da yayınlayacağım, böylece herkes Türkiye liginin ne olduğunu görecek" ifadesi çok tartışılıp, çok eleştirilmişti. Eleştirenler, "ülkemizde büyük paralar kazanan bir insan, Mourinho bile olsa ligimizi kötüleyemez" fikrinden hareket ediyordu. Kulağa hoş gelen, milliyetçi bir bakış açısı gibi geliyor öyle değil mi? Geçmişte Jorge Jesus 'da bu kadar net olmasa bile benzer sözler sarf etmiş ve yine eleştirilmişti. Peki, Beşiktaş Asbaşkanı Mete Vardar'ın "Bu ülkede futbolun içindeki bir fert olarak nasıl bir ortamın içine düştüm diye kendimden utanıyorum" ifadesi daha yenir yutulur bir söz mü? Açıkçası bu isyan tavrı canı yanan insanın sıcağı sıcağına yaptığı adrenalin yüklü açıklamalardan başka bir şey değil. Adınız ister Mourinho olsun, ister Mete canınız yanarsa bağırırsınız. Sadece küçük bir nüans var. "Üslup" doğru sözün katilidir derler ya... İşte o misal. Yoksa hangimiz futbol coğrafyamız için olumlu sözler söyleyebiliriz ki? Mesele haklılık, haksızlık konusu değil. Mesele üslupta. Aslında Mourinho'nun da, Jesus'un da, Mete Vardar'ın da söylediği sözler aynı noktaya çıkıyor. Kral çıplak!
'VAR' MI ANLAYAN?
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu göreve başladıktan sonra yaptığı açıklamada, "VAR'daki hakemlerin insani hata yapmasını kabul etmiyorum" demişti. Ne var ki geride kalan dönemin en fahiş hataları VAR kaynaklı oldu. Standartsızlık bir yana, hata yapanın görev almaya devam ettiği garip bir atama sistemiyle bu güne kadar geldik. Fenerbahçe- Sivasspor maçında Samet'in attığı golün ardından VAR'ın, hakemi incelemeye çağırması hatalar zincirinin son halkasıydı. VAR merkezinde oturan Sarper Barış Saka, hakemlik jargonunda "yağmur damlası" diye anlatılan "topun ele düşmesi" durumunu elle oynama saydı. Djiku eline temas eden bu toptan sonra gol atsa VAR pozisyona müdahil olabilecekti. Ancak bu pozisyonun üzerinden 3,4 aksiyon geçtikten sonra VAR'ın, Kadir Sağlam'ı incelemeye çağırması büyük bir hata oldu. Sarper Barış Saka hem topun ele düşmesini yanlış değerlendirerek, hem de elden sonra gol atma kuralını bilemeyerek iki kere açığa düştü. VAR odasındayken yorum yapmasına girmiyorum bile. Saka'nın Kasımpaşa- Fenerbahçe maçının VAR hakemi olarak yaptığı hatadan birkaç hafta sonra yine Fenerbahçe maçına atanması ise ciddi bir atama hatasıydı. Özetle VAR'daki "atamalar" ve "hatalar" bilerek ya da bilmeyerek TFF yönetimini köşeye sıkıştırıyor. Başkan Hacıosmanoğlu "VAR hatasını kabul etmiyorum" demesinin bedelini mi ödüyor dersiniz? VAR mı anlayan?
LİDER TADIC
Dusan Tadiç transfer olduğu günden bu yana Fenerbahçe'nin 76 maçından 75'in de forma giyerek gerçek bir istikrar örneği sergiledi. Koşmuyor, mücadele etmiyor eleştirilerinin ortasında 75 maça 23 gol, 21 asist sığdırmış Sırp futbolcu. Zaman zaman dinamizm sorunu yaşadığını kabul ediyorum. Ancak takımın kalanı atletik değilse, yeterince alan değiştirmiyor ve topu hızlı çeviremiyorsa Tadiç ne yapsın? İstatistiklerini görüp Tadiç'e forma vermeyecek teknik adam olacağını sanmıyorum. Üstelik Sırp yıldız takımı adına taşın altına elini koymaktan çekinmeyen; saha içinde olduğu kadar, saha dışında da liderlik yapan gerçek bir profesyonel. Tadiç 35 yaşında olsa da bir yıl daha takımda kalması Sarı- Lacivertlilere fayda sağlayacaktır. Modern futbolda kanat oyuncuları atletik ve hızlı olmalı. Ama önde Tadiç gibi bir oyuncunuz varsa bek pozisyonunuz için atletik, hızlı ve bol bindirme yapan bir isme şans vererek benzer bir işlev sağlayabilirsiniz. Geçen sezon Ferdi-Tadiç işbirliği bunun en güzel göstergesiydi. Osayi-Tadiç ikilisi de görece olarak böyle bir sonuç verebilir. Atletik oyuncu bulabilirsiniz ama "lider" kolay bulunmuyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.