Fenerbahçe’nin otobüs problemi
Otobüs problemi de ne?" dediğinizi duyar gibiyim. Bu otobüs bildiğimiz otobüslerden değil. Rakiplerin ceza sahasının önüne çektiği otobüs 'ten bahsediyorum. Fenerbahçe art arda oynadığı G.Antep, Samsun ve Başakşehir maçlarında benzer senaryolarla karşı karşıya kaldı. Rakipler dokuz kişilik savunma bloğu ile alan daraltıp, ileride bıraktıkları hızlı oyuncuyla "ya tutarsa" misali şans aradı. Sarı-lacivertli takım bu üç karşılaşmada rakip ceza sahasına toplam 155 kez girip, 72 şut attı ve topa % 65,5 oranında sahip oldu. Özetle oyunu bütünüyle rakip alana yıktığı 3 maçta 21 isabetli şuttan 3 gol üretebildi. Samsun maçındaki puan kaybının strese yol açması doğal. Hatta buna rağmen Başakşehir karşılaşmasında takımın soğukkanlılığını koruduğunu düşünüyorum. Ancak başta Dzeko olmak üzere Cengiz, Batshuayi, Tadiç ve hatta yere göğe sığdıramadığım Szymanski'nin bile vuruş kalitesinde düşüş olduğu bir gerçek. Özellikle Dzeko saç, baş yolduracak goller kaçırıyor. Bu yıldızlar bir anda kalite kaybına uğramadı. Bana göre sıkıntı fiziksel eksiklikten kaynaklanıyor. Kimi zaman gücünüz eksik kaldığında ayaklarınız, beyninize itaat edemez. Şut kalitesi düştükçe, şut seçimlerindeki telaş artmaya başlar. Bu konunun anahtarı İsmail Hoca'da. Kartal ne yapıp, edip hücum oyuncularının vuruş kalitesini arttırmak zorunda. Çünkü son üç maçtaki senaryoyu daha çok izleyeceğiz!
EVDEKİ HESAP
Beşiktaş'ın yeni yönetimi zor bir görev üstlendi. Keza bu yönetimin getirdiği Santos da zaten kalitesi sınırlı olan takımı, iyice eksilmişken devralmak zorunda kaldı. Hasan Arat yönetimi seçim öncesi çizilen yol haritasını uygulamanın kolay olmayacağını kısa zamanda anlamıştır. Beklenenden büyük maddi sıkıntılar ve berbat transfer mühendisliğinin sonucu olarak elde kalan oyuncular takımın geleceğini ipotek altına almış görünüyor. Futbolcuları ballı kontratlardan çıkmaya ikna etmek de kolay olmayacaktır. Takım başarılı olmayınca para girdisinin artmayacağı da ortada. Bu nedenle yapılacak her yeni transfer büyük önem taşıyor. Hedefi 12'den vurmak şart. Hem yarışıp, hem ileride gelir sağlayacak oyuncular bulmalısınız. En önemlisi Semih gibi yıldız adayları çıkartabilmek. Farklı Pendik yenilgisi sonrası "utanıyorum" diyen Santos'un, Demirspor beraberliğinin ardından söylediği "Beşiktaş'ın kadrosu kulübün büyüklüğüne uygun değil" sözü adeta bir isyan çığlığıdır. Santos belli ki rahatsız. Yönetimin ona geleceğe umutla bakmasını sağlayacak 4-5 oyuncu bulması şart. Bunları mutlaka ara transferde alacaksınız diye kural yok. Fakat Beşiktaş'taki futbol erozyonu öyle büyük ki kaybedilen puanlar hem yeni hocanın motivasyonunu, hem de camianın ona bakışını olumsuz etkileyecektir. Başta da vurguladığım gibi yönetimin işi zor. Sabır şart!
"UMMADIĞIN TAŞ"
Galatasaray, karşısında ummadığı bir rakip buldu. Sadece Galatasaray mı? İstanbulspor'un performansı herkes için sürpriz oldu. NDao, Sambissa ve Emir ile çok etkili kontrataklar geliştirdi. Bu etkinlikte Cimbom'un top kayıpları ve ciddi savunma hataları da rol oynadı. İstanbulspor'u kesinlikle küçümsemiyorum. Futbolseverlerin kalbinde ayrı bir yeri olan, asırlık kulüptür. Ancak kaliteleri bir noktaya kadar yetti. Yine de 2. golü atsalar, Galatasaray'ın geri dönüşü kolay olmazdı. Bu maç bundan sonraki maçlar için de örnektir. Hem Galatasaray, hem de Fenerbahçe kapanan takımlara karşı doğru set hücumu yapmak zorunda kalacak. İşleri ilk yarıdaki kadar kolay olmayacak artık rakipler de can derdinde!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.