Cesaret!
Maç sabahı konuştuğum futbolcularda stresi hissetmiştim. Bu stres saha içerisinde her dakika kendisini belli etti. "Ya elenirsek" düşüncesi oyuncuların sorumluluk almasını engelledi. Karşılaşma öncesi rakip Vardar'ın ne yapacağı kestirilebilirdi aslında...
6-3-1 gibi sadece savunmayı düşünen bir taktikle sahaya çıkmışlardı. İlk maçtaki 2 farkın avantajı ve oyuncu kalitesine bakıldığında bundan başka bir taktik uygulamaları garip olurdu.
Özellikle bu maçın özelinde söylüyorum, Aykut Kocaman'ın gol gerekirken, gol yemekten korkmasını anlayamadım.
Rakip zaten üzerine gelmiyor, çık topunla tüfeğinle işi bitir!
Aykut hoca kusura bakma ama bu maç bir teknik direktör maçıydı. Yani oyuncuların değil teknik direktörün alacağı bir karşılaşma...
Fenerbahçe'nin yedek kulübesine bakıyorum Soldado dışında skora tesir edecek ikinci bir oyuncu yok.
Van Persie'yi çıkarıp Soldado'yu almak sistemi değil, oyuncuyu değiştirmektir sadece!
Oysa bu kadar kalabalık bir savunmaya karşı oyuncu değil sistem değişmeli.
Taraftarın bazı oyuncuları ıslıklamasına kesinlikle kızmıyorum.
Transfer yapsan ne olur?
Islıklanan ve her daim ıslıklanacak futbolcularla devam edenlere kızıyorum.
Mesela Ozan... Ağzıyla kuş tutsa Fenerbahçe taraftarına yaranamaz. Hâlâ neden ısrar ediyorsunuz? Van Persie'nin oynatılması konusunun ise sadece pazarlama amaçlı olduğunu düşünüyorum. Onu satabilmek için oynatanlar Fenerbahçe'nin Avrupa'ya ağustos ayında veda etmesine neden oldu. Bundan sonra transfer yapsan ne olur, yapmasan ne olur?
Böyle maçlarda topla çok oynamak, koşu mesafeleri önemini yitiriyor. Cesaret ön plana çıkıyor. Ne yazık ki Aykut Kocaman bu cesareti gösteremedi. 180 dakika baskılı oynadığın, rakibi sahasına hapsettiğin maçların sonunda elenmek! Fenerbahçe'nin bu karşılaşmalarda şanssız olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Top sevmedi!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.