Sadece bir maç
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı maç için Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne gerçekten çileli bir yolculukla ulaşabildik. İki ülkenin birbirini "tanımaması" çektirdi bize bu çileyi... Önce Atina'ya gittik.
Orada bulunan konsolosluktan aldığımız vize ile Güney Kıbrıs'a giriş yapabildik. Gelmeden önce birçok tereddüt vardı kafamda... Ancak Kıbrıs'a girer girmez bütün düşüncelerim değişiverdi.
Son derece güler yüzle karşılandık. F.Bahçe kafilesi de bize benzer bir rota ile Kıbrıs'a geldi. Rodos üzerinden gelen sarı-lacivertliler işlemlerinin ardından maçın oynanacağı Nicosia şehrine geçti.
Rumlar bize çok benziyor.
Hareketleri, tavırları, esnafın yaklaşımları tanıdık gibi.
Beraberlik başarı!
Sokakta konuştuğumuz Rumlar, "Biz Türkler ile dostuz.
Yıllardır birarada yaşıyoruz.
Söylendiği gibi ortada bir düşmanlık yok" diyor. Sorun tamamen siyasi aslında. Karşılıklı konuşarak çözülemeyecek bir problem yok gibi görünüyor.
Ancak geçen hafta bir Rum polisinin Türk tarafında gözaltına alınması iki toplumu germiş. Bu gerilimin Fener maçında tribünlere sıçraması olası. Fanatik, sağ görüşlü Rum taraftarların olay çıkarmasını engellemek için geniş güvenlik önlemleri alındı.
Limasol'lu taraftarların Fenerbahçe maçından pek ümidi yok.
En kabadayası, "beraberlik" diyor. Futbola karşı çok fazla ilgi olduğunu söyleyemem.
Kıbrıs hükümeti ve AE Limassol yönetimi, sadece KKTC'de yaşayan F.Bahçeli taraftarların maça gelmesine izin verecek.
Dileyen Türk bayrağını alıp maça gelebilir. Ancak KKTC bayrağı kesinlikle ülkeye sokulmayacak.
Kuzey tarafının sınır kapısında hem Türk hem de F.Bahçe bayrakları satılıyor. Güney'e girişte Rum polisi göz açtırmayacak.
Ne olur sadece futbolun konuşulacağı bir maç olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.