Akıl ofsayta düşünce!
İki santrafor ile çıkıp, orta alanın defansif tarafını sadece Okay'a bırakmak, ligin orta alanda en sıkı savunma yapan takımına karşı bir riskti Trabzon için. Kazanmak adına yapılmıştı belki ama Güray'ın boşa yaptığı ortalar ve Mehmet'in bir şutu dışında Volkan'ı rahatsız bile edemedi bordomavililer ilk yarı.
F.Bahçe'de ise, 2. dakikada Gökhan'ın şutu dışında ilk 20 dakika yaprak kıpırdamadı.
İki takım da ilk toplara basıp, topun arkasına hızlı geçince, gole kadar bu 2 şut dışında tehlike yoktu.
F.Bahçe, Avrupa'nın 5 büyük liginin ve bizim ligin ilk 2 takımları içinde, yani 12 takımdan, ''rakip kaleye yaptığı ortada ceza sahasında en az adamı olan takım''özelliğini (ortalama 1.6 adam) sürdürürken, ilk defa rakip kaleye hızlı ve ceza alanında 4 adamla gittiği pozisyonda, bu sene ligin en başarılı takımı olduğu işi yaptı, yani, son çizgiden , ceza alanına doğru geriye pas çıkarttı ve Hasan Ali-Alper işbirliği golü getirdi.
Kjaer ve Topal müthiş
Rakip toparlanamadan, yine ceza alanına 2. kez kalabalık geldiğinde, orta yerine, pas tercihi ile Nani, Volkan'a attırdı ve Trabzon'un gardı düştü.
Kjaer'in savunmadaki müthiş oyunu, Topal'ın her yere yetişmesi, orta alanı F.Bahçe'ye bırakan, bence penaltısı verilmeyen Trabzon'a karşı, Alper ve Volkan ve maçın adamı Nani'nin süratli ve dikine oyunu, takımın istekli futbolu, ilk yarının F.Bahçe adına artıları idi.
2. yarı başında tempoyu düşürdü F.Bahçe. Trabzon ise çıkarken top kayıplarına devam edince, Gökhan'ın kazandığı topta, Nani ''pis burun''ile, sonra da direk vuruştan Persie, Onur'un da hatası ile attı ve zaten ilk yarıda, ''yanlış kadro ve taktik seçimi ile'' kaybettiği maçta Trabzon havlu attı. Ama, maç bitemedi!
Son derece centilmence giden maçın son dakikalarında yaşananların, hakeme saldırmanın akıl ve mantıkla açıklanması mümkün olmadığından üzerinde laf söylemek anlamsızdı.
Akıl var ise de, ofsayta düşmüştü.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.